Page 184 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 184

186                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ


                 Birinci  Nokta:  Aşağıda  beyan  edildiği  gibi,  Hayatın  öyle  bir
          hâsiyeti  vardır  ki,  Hayat  cüz'ü  küll,  cüz'îyi  küllî,  ferdi  nev',  mukayyedi
          mutlak, bir şahsı bir Âlem gibi kılar. Binaenaleyh tek bir insan, "Dünya
          benim evimdir. Dünyadaki enva' benim kavmimdir ve benim aşiretimdir
          ve bütün eşya ile muarefem ve münasebetim vardır." diyebilir.

                 İkinci Nokta: Bilirsin ki; Âlemde sabit bir Nizam vardır, muhkem
          bir  irtibat  vardır  ve  daimî  Düsturlar,  esaslı  Kanunlar  vardır.  Bu  itibarla
          Âlem,  bir  saat  veya  muntazam  bir  makine  gibidir.  Herbir  çarkın,  herbir
          vidanın,  herbir  çivinin;  makinenin  nizam  ve  intizamında  bir  hissesi  ve
          makinenin netice ve faidelerinde bir tesiri olduğu gibi, Ehl-i Hayat için ve
          bilhassa beşer için de bir faidesi var.

                 Üçüncü Nokta: Aşağıda işiteceğin gibi, istifadede müzahamet ve
          münakaşa  yoktur.  Nasılki  Zeyd  diyebilir  ki:  "Şems  benim  lâmbamdır,
          dünya benim evimdir." Ömer de öyle diyebilir ve aralarında münakaşa da
          olmaz. Evet Zeyd meselâ dünyada tek farzedilirse, istifadesi nasılsa, bütün
          insanlar içinde iken istifadesi yine öyledir, ne fazla olur ne noksan. Yalnız
          gareyne aid olan kısım müstesnadır. Zira yiyecek, içecek vesaire şeylerde
          münakaşa olur.

                 Dördüncü Nokta: Âlem için tek bir yüz, bir cihet değil, pek çok
          umumî  ve  muhtelif  vecihler  vardır.  Ve  faideleri  temin  eden,  kesretle
          umumî  ve  mütedâhil  yani  birbiri  içinde  cihetler  vardır.  Ve  istifade
          yollarının  da  envaen  türlü  türlü  tarîkleri  vardır.  Meselâ  senin  güzel  bir
          bahçen vardır. O bahçe, bir cihetten senin istifadene tahsis edildiği gibi,
          diğer  bir  cihetten  de  halkı  faidelendirir.  Meselâ  o  bahçenin  hüsnüne,
          güzelliğine her bakan bir zevk alır, bir inşirah peyda eder; bunda bir mâni'
          yoktur. Kezalik insanın beş zahirî, beş bâtınî olmak üzere on tane hassası
          ve  duygusu  vardır.  İnsan  bu  duygularıyla  ve  keza  cismiyle,  Ruhuyla,
          Kalbiyle dünyanın herbir cüz'ünden istifade edebilir; mâni' yoktur.

                 Beşinci Nokta: Bu Âyetle diğer bazı Âyetlerden anlaşılıyor ki; bu
          büyük  dünya,  insan  için  yaratılmıştır.  Ve  yaratılışında,  insanın  istifadesi
          ille-i  gaiye  olarak  nazara  alınmıştır.  Halbuki  Arz'dan  pek  büyük  olan
          Zühal'in, meselâ beşeri faidelendiren, yalnız zîneti ve zaîf bir ziyasıdır. Bu
          cüz'î faide için ne suretle beşer ona ille-i gaiye olur?

                 Elcevab:  Bir  faideyi  takib  eden  adam,  bütün  fikrini,  hayalini  o
          faideye hasreder ve ondan maada birşeye bakmaz ve herşeye kendi hesa-
          bına  bakar,  kimseyi  nazara  almaz,  hattâ  kendisini  ille-i  gaiye  zanneder.
          Binaenaleyh  bu  gibi  adama  karşı  makam-ı imtinanda  söylenilen  o gibi
   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189