Page 187 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 187

SEB’A SEMAVAT                                                                                                   189


                                                                               ِ
                                                     ِ
           Tefekkürü lâzımdır. Buna göre  ۪مث ile  ىوتسا arasında  ورَّكفت۪و۪اومَلعا
                                                                ا
                                                 َ َ
                                         َّ ُ
                                                                     َ َ َ
                                                                           ُ ْ
                                                                  ُ
                                                    ْ
           mukadderdir.
                            ۪
           Takdir-i Kelâm:   ۪وتسا ۪هنَا۪اورَّكفت۪و۪او ۪ مَلعا ِ  ۪مث ilââhirdir.
                            ى
                                    ُ َّ
                              ٰ َ
                                                        َّ ُ
                                            َ َ َ
                                         ُ
                                                   ُ ْ
                                 ْ
                  Ü ç ü n c ü  M e s ' e l e :  ۪عبس   Kelimesi hakkındadır.
                                           َ ْ َ

                  Ey  arkadaş!  Semavatın  dokuz  tabakadan  ibaret  olduğu,  eski
           hikmetin  hurafelerinden  biridir.  Onların  o  hurafevari  fikirleri,  efkâr-ı
           âmmeyi  istilâ  etmişti.  Hattâ  bazı  Müfessirler,  bazı  Âyetlerin  zahirini
           onların  mezheblerine  meylettirmişlerdir.  Hikmet-i  cedide  ise,  feza
           denilen  şu  boşlukta  yalnız  yıldızların  muallak  bir  vaziyette  durmakta
           olduklarına  kaildir.  Bunların  mezhebinden,  Semavatın  inkârı  çıkıyor.
           Ve bu iki Hikmetin  birisi ifrata varmışsa da ötekisi tefritte kalmıştır.
           Şeriat ise, Cenab-ı  Hakk'ın  yedi  tabakadan ibaret Semavatı halketmiş
           olduğuna  hâkimdir  ve  yıldızların da balık gibi o Semalar denizlerinde

           yüzmekte  olduklarına  kaildir.  Hadîs  ise,  Semanın ۪فوفْكم۪جوم den
                                                               ٌ ُ َ ٌ ْ َ
           ibaret  bulunduğunu  Emrediyor.  Şu  Hak  olan  mezhebin,“Altı
           Mukaddeme” ile tahkikatını yapacağız.

                  Birinci  Mukaddeme:  Şu  geniş  boşluğun  esîr  ile  dolu  olduğu,
           fennen ve Hikmeten sabittir.

                  İkinci Mukaddeme: Ecram-ı Ulviyenin Kanunlarını rabteden ve
           ziya ve hararetin emsalini neşr ve nakleden fezayı doldurmuş bir madde
           mevcuddur.

                  Üçüncü  Mukaddeme:  Madde-i  esîriyenin  yine  esîr  olarak
           kalmak  şartıyla,  sair  maddeler  gibi  muhtelif  teşekkülâtı  ve  ayrı  ayrı
           nevi'leri vardır. Buhar ile su ve buzun teşekkülâtları gibi.

                  Dördüncü  Mukaddeme:  Ecram-ı  Ulviyeye  dikkat  edilirse,
           tabakaları arasında muhalefet görünür. Evet yeni teşekküle ve in'ikada
           başlamış  milyarlarca  yıldızlardan  ibaret  Kehkeşan  ile  anılan  tabaka-i
           esîriye,  sabit  yıldızların  tabakasına  muhaliftir.  Bu  da  manzume-i
           şemsiyenin tabakasına ve hâkeza yedi tabakaya kadar birbirine muhalif
           tabakalar vardır.
                  Beşinci Mukaddeme: Araştırmalar neticesinde sabit olmuştur ki:
           Bir  maddede  teşkil,  tanzim,  tesviyeler  vaki' olursa, birbirine muhalif
   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192