Page 188 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 188

190                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

          tabakalar  husule  gelir.  Bir  madenden  kül,  kömür,  elmas  meydana  gelir;
          ateşten alev, duman husule gelir. Müvellidülma ile müvellidülhumuzanın
          imtizacından su, buz, buhar tevellüd eder.

                 Altıncı  Mukaddeme:  Şu  müteaddid  emarelerden  anlaşıldı  ki;
          Semavat müteaddiddir, Şeriat Sahibi de yedidir demiştir, öyle ise yedidir.
          Maahaza  yedi,  yetmiş,  yediyüz  sayıları  Arab  üslûblarında  kesret  için
          kullanılır.

                 Arkadaş!  Pek  geniş  bulunan  Kur'an-ı  Kerim'in  Hitablarına,
          Manalarına, İşaretlerine dikkat edilmekle bir âmiden tut bir Veliye kadar
          bütün tabakat-ı nâsa ve umum efkâr-ı âmmeye olan müraatları, okşamaları
          fevkalâde hayrete, taaccübe mûcibdir.


                 M  e  s  e  l  â  :    ۪تاومس ۪۪ ۪ عبس  Kelimesinden  bazı  insanlar  hava-i
                                         َ ْ َ
                                    َ ٰ َ
          nesîmiyenin  tabakalarını  fehmetmiştir.  Öbür  bazı  da,  Arz'ımız  ile
          arkadaşları olan hayatdar küreleri ihata eden nesîmî küreleri fehmetmiştir.
          Bir  kısımda,  seyyarat-ı  seb'ayı  fehmetmiştir.  Bir  kısmı  da,  manzume-i
          şemsiye  içinde  esîrin  yedi  tabakasını  fehmetmiştir.  Bir  kısım  da,  şu
          bildiğimiz  manzume-i  şemsiye  ile  beraber  altı  tane  daha  manzume-i
          şemsiyeyi  fehmetmiştir.  Bir  kısmı  da  esîrin  teşekkülâtı  yedi  tabakaya
          inkısam ettiğini fehmetmiştir.

                 H  ü  l  â  s  a  :  Herbir  kısım  insanlar,  istidadlarına  göre  Feyz-i
          Kur'andan  hisselerini  almışlardır.  Evet  Kur'an-ı  Kerim  bütün  şu
          mefhumlara şamildir diyebiliriz.


                                                 ِ
                                         ِ
                  Birinci  Cümle:   ا عي ۪ مج ۪۪ ۪ ضرَلاْا ۪ف ۪ام ۪مُكل ۪ ۪قَلخ ۪۪ ۪ يذ ۪ َّلا ۪۪وه:  Bu
                                                    َ ْ َ
                                                            َ َ
                                     َ
                                          ْ
                                                                       َ ُ
          Cümlenin “Beş Vecih”le mâkabliyle irtibatı vardır:

                 B i r i n c i  V e c i h : Evvelki Âyet, Vücud ve Hayat Nimetlerine
          işarettir. Bu Âyet, Beka ve Bekanın esbab ve levazımatına işarettir.

                 İ k i n c i  V e c i h : Kur'an-ı Kerim vakta ki evvelki Âyetle beşer
          için mertebelerin en yükseği olan rücuu isbat etti, sâmiin zihnine şöyle bir
          sual  geldi:  Şu  zelil  insanların  bu  yüksek  mertebeye  liyakatları  nereden
          gelmiştir? Kur'an-ı Kerim bu Cümle ile o suali şöylece cevablandırmıştır:
          Bütün  dünya  dest-i  itaat  ve  teshirine  verilen  insanın,  elbette  Hâlıkının
          yanında büyük bir mevkii vardır.

                 Ü ç ü n c ü  V e c i h : Evvelki Âyet beşer için Haşir ve Kıyametin
          Vücuduna işaret etmesi, sâmi'ce güya "Beşerin ne kıymeti vardır ki onun
          Saadeti  için  Kıyamet  kopacak?"  diye  vârid  olan  sual,  bu  Âyetle: "Arz
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193