Page 40 - Naklen Öyküler
P. 40

Aralarında bir yere de bir tuzluk koydu. İçeceklerimizle ilişkilen-
             dirince onun içinde tarçın olduğunu tahmin edebildim. Bardağıma
             bolca tarçın döktüm. Kokusu genzimi doldurdu. Konuşmamızın o

             kokunun gölgesinde süreceğini düşündüm. O sırada deniz tarafından
             bir esinti geldi ve çok güzel bir kokuyu bana dek taşıdı. Çiçek koku-
             larını içeriyordu, ama acımsı bir yanı da vardı. Nereden geldiğini an-
             lamak için etrafıma bakındım. Boş kahvede bir tek ikimiz vardık ve

             en yakınımda, hemen karşımda, denize sırtını dönmüş olarak oturan
             kişi o olduğuna göre onun parfümü olmalıydı. Konuya girmemi en-
             gelleyecek kadar aklım buna takıldığı için sorup kurtulmaktan başka
             çarem kalmamıştı. “Çok güzel bir koku geldi burnuma, sana ait sanı-

             rım” dedim. Boynunu eğip şah damarının oraları koklamaya çalıştı.
             Ürkekçe yanıtladı: Miracle, ablamın parfümünü sürmüştüm çıkar-
             ken. Sonra da bu yanıtının çocukça dürüstlüğünden utanmış olacak
             ki  başını  öne  eğip  kıpırdamadan  bekledi.  Konuşmaya  başlamamı

             bekliyordu. Ben de istiyordum, ama nereden ve nasıl başlayacağımı
             bulamıyordum. Okuduğum kitaplar ve hatta yazdığım onca yazı yar-
             dımıma gelmiyordu. Bir yerinden başlamalıydım. Bunu başardım,
             sonra bir çırpıda derdimi olduğu gibi anlatmayı da…


                    “Bana gösterdiğin yakınlığın ne kadar değerli olduğunu bi-
             lemezsin. Senin gibi bir insan tarafından bana sevgi ve hatta zaman
             zaman  hissettiğim  şekliyle  hayranlık  gösterilmesi  paha  biçilmez.

             Dostluğunu yaşamın özel bir armağanı olarak görüyordum. Bugün
             de öyle. Ancak senin duygularındaki dönüşümün de farkındayım.
             Yalnız ben değil, çevremizdeki insanlar da bunu fark etmeye başladı
             ve bana acımasızlık gibi görünse de alay ediyorlar. Onlar “Seninki

             geliyor, seninki mi aldı” dedikçe kendimden çok senin için canım
             sıkılıyor. Öyle pırıl pırıl bir kalbin var ki incinmesindense hepsinin
             karşısına çıkarım. Ama bunun bir yararı olmayacağını da biliyorum.
             Okulu bitirmek üzereyim, sonrasında benim için kurgulanmış gele-

             ceğe sürüklenirken kendimi bırakacağım. Benden beklenen bu, düş-
             lerim bile bunu engelleyemeyecek. Seninse önünde daha üç yılın var


             40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45