Page 42 - Naklen Öyküler
P. 42

burasında, yüzme havuzunun kafeteryasında ve yalnız olduğumun
             ayırdına vardım. Ne kadar zaman geçtiğini bilemiyordum. Yüzmeye
             gelirken mekanik saatimi evde bırakıyordum ve çevremde de görü-

             nür bir saat yoktu. O anda kadın soyunma odasının kapısının açıldı-
             ğını ve onun dışarı çıktığını gördüm. Kuytu köşemden birazcık açı-
             ğa çıkıp beni daha kolay görmesini sağladım. Telaşla bana yöneldi.
             Yakınıma geldiğinde:


                    -Beklettim, affedersiniz, dedi.

                    İkimiz aynı anda güldük bu sefer. Gülüşü, küçük çanlar gibi,

             inceden şıngır şıngırdı.  Konuşmayı telaşı biraz olsun yatışmış ola-
             rak sürdürdü:

                    -Gerçekten, özür dilerim. Dakik olmak, en övündüğüm mezi-

             yetlerim arasında olmasının yanında karşımdakinde de en çok dikkat
             ettiğim özelliklerdendir. Ama gerçekten geçerli bir gerekçem var.

                    -Ne  olur  dert  etmeyin.  Bunu  önemsemeniz  benim  için  çok

             özel, ama dert etmenizi istemem.

                    -Dediğim gibi, istemeden oldu.


                    -Buyurun, önce oturun lütfen. Dışarıda soğuk hava varken ve
             biz saunadan çıktığımızda, hatta daha sonrasında da üşüdüğümüz
             için kış çayı siparişi vermiştim. Arkadaşım geldiğinde hazırlayıp ge-
             tirirsiniz demiştim.


                    -Aklımdan geçeni okumuşsunuz.

                    -Bunu yapabildiğime çok sevindim.


                    -Açıklamamı yapayım da bir an önce rahatlayayım. Hemen
             yanınıza gelecektim. Soyunma odasına geçerken içimden bu kitabı
             size ödünç vermek geldi. Sonuçta nemli ve ıslak bir ortama kitap

             getirmenin handikapları var. Zarar görebilir, özüne dönüp hamur-
             laşabilir. Kitabın değersizi olmaz elbette, ama ben deniz kıyısına,

             42
   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47