Page 47 - Naklen Öyküler
P. 47
İçime dağ başlarının serin esintisi doldu. Kitabın bu-
nunla ilgisi yok. Her zaman son sayfaya o kitapla ilgili dü-
şündüklerimi, hissettiklerimi yazsam da bu kez yapamayaca-
ğım. Şu kadarını söyleyeyim, elime aldığım bir kitabı yarıda
bırakmama saplantım nedeniyle sonuna dek dayandım. Bu
cinayet romanında, sevginin katili olan yalan dolanlarda
gözlerim kayarken, içim geçmişimin dehlizlerinde bulandı.
Kaç kere elimden atasım, duvarlara çarpasım geldi. Kitap
kötü olduğundan değil. Bunları geçmişe yapamayacağım-
dan, beni yaşadık-larımla, aldanışlarımla yüzleştiren bu ki-
taptan acısını çıkarmak için. Bütün bunlardan sonra, onun
sayesinde karşıma çıkan biri, şimdi be-ni dışarıda bekliyor.
Kitabı ona vermek istedim. Bu yüzden bir telaşla bitirdim.
Son sayfalarda ne yazdığını çok da anlamayarak, biraz görev
duygusuyla… Son bir gayretle bizim hikâyenin ilk sayfasını
yazmalıyım. Bunu düşündüğümde gözlerimden süzülen birer
damlanın hatırına, son bir çabayla.
Kâğıdın arkasını çevirdiğimde, bütününü kaplayan el yazısını
gördüm. Orada neler yazdığı benim için çok önemliydi. Yazgımı be-
lirleyecek fermanmışçasına harfleri inceledim. Anlama büründükle-
rinde ya sonum olacaktı ya da yeniden doğuşum. Birkaç dakika öy-
lece bekledim. Gözlerimi harflerden ayırmadan… Hazır olduğumu
hissettiğimde okumaya başladım:
Neler yaşanacak bilmiyorum. İçimde iyimserlik yük-
seliyor. Bunda konuşurken yüzünde gördüğüm gülümse-
menin büyük payı var. Bu denli güzel gülen bir insan kötü
olamaz diyor bir tarafım. Sonra telaşa kapılıyorum. Ondan
değil, kendimden korkuyorum. Kötü olmaktan… Onu üz-
mekten… Geçmişin hayal kırıklıklarının faturasını topluca
kesip onu hırpalayabileceğimden kaygı duyuyorum, üstelik
bunu hak edecek hiçbir şey yapmadığı hâlde… Yaralarım de-
47