Page 56 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 56

Yâni bu fazîlet satıcılarının kahîr ekseriyetle Psikolojik,   mayı vaat ediyor. Yani içeriklerle birlikte ‘kendilik’in içe-
             Pedagojik veyâ Psikiyatrik bir formasyonları yok maale-  riği başka şekilde,rûhuobezleştiren bir kolerikmütekeb-
             sef. İktisâtçı, Fizikçi, Mütercim veyâ Yayıncı gibi değişik   birlikledolduruluyor. Dahası, burada maalesef narsistik
             mesleklerden geliyor bu insânlar. Dolaysıyla bu zevâtın   tutumlara yönlendirme de söz konusu. Çünkü yaşamak-
             seminerleri de son derece buyurgan ve sloganik olu-  ta olduğumuz modernizm sonrası bu çürük zamânlar-
             yor. ‘Kendini hisset!’, ‘Kendinin farkına var!’, ‘Ân’ı yaşa!’,   damütemadîyen benliğin yükselişine tanıklık ediyoruz.
             ‘Kendini eleştirmesini bil!’, ‘Kendini ödüllendir!’, ‘Hayâta   ‘Modern−insân−teki’, kendini ne kadar yetkin, başarılı,
             olumlu bak!’ veyâ ‘Kendin ol!’ gibi güzel ama içi boş   seçkin, prezantabl, girişken, yüce, ulaşılmaz ve kaliteli
             cümleler savurarak psiko−meddâhlık yapıyorlar. 1−2   sunarsa ve bu yönde hüsn−ü kabûl görürse, bir o kadar
             saatlik seminerlerle katılımcılarını –güyâ– eğittiklerini   daha kendini ‘var’ ve ‘bütünleşik’ hissediyor. Varoluşsal
             iddiâ ediyorlar. Çok üzücü ve düşündürücü! Başka ne   boşluktan kaynaklanan ‘olmak ya da olmamak’ın içsel
             diyebilirim ki?                              savaşını veren ve “var−olmak” için her fırsatı fütûrsuzca
                                                          değerlendiren insânlara sunulan post–modern seçenek-
             Bu kiplikte, ruha remixler bombardımanında nasıl bri   ler bunlar.
             anda kendimiz olabiliriz ki? Yani, daha doğrusu ‘Kendi’
             ifâdesinden ne anlamalıyız?                  Bu anlâmda kişisel gelişim ve türevlerini kozmetik far-
                                                          makoloji ya da rûh makyajı seminerleri olarak ta görmek
             Yanlış anlaşılmasın. “Kendilik” kavramına karşı değilim.   mümkün. Bireyi yapılandırıp, dönüştürüp sonuçta ona
             Ancak Kişisel Gelişimci’lerin “kendilik” kavramı da has-  dışsal bir imaj veren, ancak varoluşsal ve içsel çürümeye
             talıklı maalesef... “Rûh’aRemixler” diyebileceğim bu se-  dermân olamayıp onu tekrâr topluma salık veren pato-
             minerlerde, daha çok başkaları tarafından onanan; fark-  lojik bir durum söz konusu yâni. Yeniden yapılandığını
                                             2
             lılığını, özerkliğini ve biricikliğini narsistik  bir şekilde   düşünen birey de, belirli bir ücret ödemenin getirdiği
             hissettiren, böylece sâdece bireyin egosunun üstünlü-  bir rûh hâliyle  –biraz da, kötü bir yatırım yapıp, aptal
             ğüne koşutlanmış; dolaysıyla acıdan, erdemden, mücâ-  durumuna düşmediği izlenimini uyandırmak için olsa
             deleden, çileden ve fedakârlıktan kaçınıp hazza yaklaşan   gerek− bu remixlerin işe yaradığına inanmaya çalışıyor
             –aslında tapınan– patolojik bir ‘kendilik’  kavramı telkîn   veya çevresini de bir seminerle birlikte değiştiğine inan-
             ediliyor bu seminerlerde!                    dırmaya çalışıyor.

             Öte yandan bu tarz öğretilerin çoğu başarı, mutluluk, is-  Burada biraz soluklanalım istersiniz! Diyeceksiniz ki, bu
             tikrâr, kararlılık, terfî ve güç gibi bir şeylerin yolunu aç-  eğitimler, bir insânın kendi özellikleri ve durumundan

             2   Bkz., James F. Masterson, Narsistik ve Borderline Kişilik Bozuklukları, Litera Yayıncılık, (Çev: Berat Açıl), İstanbul,
                ©2006.

         54            2022/2
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61