Page 61 - Münip Dergisi 2.Sayı
P. 61

Vakıa, bu mesabede denilebilir ki, bu tespitler ve eleşti-  psikanalistin, karşısındakini tanımlayıp, kişilik harita-
             riler biraz abartılı olmadı mı? Herhangi bir rahatsızlığı   sını ortaya çıkarıp yavaş yavaş aktarım yapması,  yüz
             olmayıp, sâdece kendilerini eksik gördükleri noktalarda   yüze görüşmesi, danışanın sosyal dokusunu ve bağlarını
             geliştirmek ya da tatmîn etmek isteyenler olamaz mı?   tespit etmesi, hikâyesini dinlemesi, rüyâlarını yorum-
             Hızlı öğrenmek, rahatlamak, sosyalleşmek amaçlı ola-  laması, danışanının beden diline ve ses tonuna dikkat
             maz mı, yâni?                                kesilmesi, düzenli, sınırlı, somut vâkãlar (olgular) üze-
                                                          rine kurulu diyaloğa sâdık kalması ve bu kãbîl arterler
             Bunu zaman zaman ben de düşünmüyor değilim! Bilgi-  üzerinden danışanını yapılandırması, psiko−dinamik
             li, entelektüel, kültürler arası okumalar  yapmış, ayakları   psikoterapilerin nirengi noktasıdır ve de ana prensibidir.
                                          9
             yere basan birisinin bu eğitimleri almasıyla; donanım-
             sız, bilgisiz, sorumsuz, kişiliksiz ve nevrozlu birisinin bu   Bu anlâmdasûfîüstâdları ile talebeleri arasındaki mânevî
             eğitimleri alması ve böylece kısa vadede / kısa yoldan   ilişki, daha önce söylediğim gibi işlevsel olarak bu uy-
                                                                                    10
             eksikliklerini tazmîn etmeye (companse etmeye) kalkış-  gulamalara benzer kabûl edilebilir.  Ama kesinlikle ni-
             ması elbette ki aynı şeyler değildir! Birisinin ki erdem,   teliksel bir örtüştürme yapılamaz. Seyr−u Sülûk ile Psi-
             yâni entelektüel açlık (tecessüs), diğerininki ise hasta-  kanaliz tamâmen farklı paradigmalar. Her şeyden önce
             lık, yâni varoluşsal bir açlık olarak ayyûka çıkıyor. Birkaç   Sûfî gelenek Teistik (Tanrıtanır), Psikanaliz ise Ateis-
                                                            11
             haftalık kurs ya da seminerle insânlaraTrainer, Coach,   tik  (Tanrıtanımaz) bir paradigmadır. Sûfî gelenekte
             Analist belgesi veriliyor! Böyle bir şey olabilir mi? İki   arınma ve benlikten geçip evrensel bir olgunlaşma var
             haftada bir insân nasıl eğitmen olabilir(!). 2 haftalık bir   iken, Psikanaliz ise, egonun inşâsına çalışarak nerdeyse
             eğitim aldıktan sonra nasıl oluyor da insânların en mâh-  cinselliği tüm davranışların, hastalıkların ve nevrozla-
                                                                               12
             remdünyâsına, iç dünyâsına, rûhdünyâsına girebilir ve   rın kökeni olarak görmekte , dahası insân−tekin tâ en
             her ne herze ise, nasıl bir tedavi protokolü başlatılabilir   baştan sapkınlıkla ithâm etmekte, bu da yetmezmiş gibi
             ki? Bu ihmâlkârlık ve de işgüzarlık; bir yönüyle enfor-  Darwinci ve biyolojist bir yaklaşımın dogmalarına da-
             matik cehâlet, diğer yönüyle de pedagojik ve meslekî bir   yanmaktadır.
             cinâyet değil de, nedir?                     Sûfî gelenekte ise insân, yukarıda anlatılan tüm bu it-

                                                          hâmlardanazâdedir. İnsan, Hıristiyan teolojisine göre
             Öte yandan Dinamik Psikoloji denilen bir literatür de
             var. Denilebilir ki, bu ıstılah, kadîm tasavvufî disiplin-  Tanrı’nın onurudur. İslâmî ıstılaha göre ise İnsan, Yüce
             lerdeki eğitim ve gelişim metoduna benziyor. Zikir, vird   Yaratıcı’nınhâlîfesi ve temsîlcisi; ayrıca O’nun rûhundan
             gibi telkîn ve tekrârlar, seramonikayînler ve konsantras-  bir parçayı da emânet olarak taşıyan ve bu özelliği itibâ-
                                                          riyle de eşref–i malûkãt olan Hazret-i İnsân’dır.
             yon esaslı şeyler... Kişisel gelişimciler böyle bir metottan
             da yararlanıyor sanırım. Yanılıyor muyum?    Tekrâr sorunuza dönecek olursak; Kişisel Gelişimci’ler-
                                                          de ise maalesef Dinamik Psikoterapilerde ya da SûfîGe-
             Belki! Bu açımlama ve yorumsamaişlevsel olarak doğru
             kabûl edilebilir, ancak niteliksel olarak “Kişisel Gelişim”   lenek’te olduğu gibi kişisel görüşmeleri detaylandırıp
                                                          farkındalık (meta−cognition) yaratmak gibi uzun soluk
             furyası ile sûfî gelenek arasında bence hiçbir örtüşüklük   bir süreç yok! Tam tersine, kitlesel ve ticârî düşündük-
             yok. Belki Psikodinamik Psikoterapiler için söylediği-  leri için öncelikle belli sayıda müşteri bekliyorlar. Baş-
             nizde haklılık payı olabilir. Denilebilir ki, psikolojinin   ka deyişle, bireysel değil kitlesel eğitimi özellikle tercîh
             en işlevsel arteri veyâ üst ekolü Psikanaliz’dir. Psikana-  ediyorlar. Ayrıca diyalogun değil monologun olduğu bir
             lizin mihenk taşı ise ‘bire bir’ görüşmedir. Bu anlâmda   mizânsende, sâdece kendilerinin konuştuğu ve de biri-
             psikanaliz uzun soluklu bir süreçtir. Dolaysıyla bir Psi-  lerinin dinlediği ortamları pek seviyorlar.
             kanalistin bile bizzat kendisi en az altı yıl analiz edilmiş,
             yâni psikanalizden geçmiş olmalıdır! Bu anlâmdabir   Bununla birlikte verilen eğitimlerin süresinin son dere-


             8   Bkz., Rollo May, Kendini Arayan İnsan, Kuraldışı Yay., İstanbul, ©2000.
             9   Bkz.,  Allen E. İvey & Mary Bradford İvey & Lynn Simek - Morgan,  Counselingand Psychotherapy:  A Multicultural
                Perspective, Allynand Bacon, Boston, USA., ©1993.
             10  Bkz., G. İ. Gurdjieff, Meetings With Remarkable Man, Penguin Books, United Kingdom, ©1985.
             11  Bkz., Ali Ayten, Psikoloji ve Din: Psikologların Din ve Tanrı Görüşleri, İz Yayıncılık, İstanbul, ©2006.
             12  Bkz., C. S. Hall, Freudyen Psikolojiye Giriş, Kaknüs Yay., İstanbul, ©1999.


                                                                                            2022/2   59
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66