Page 137 - ÇİLEK ÇALIŞTAYI KİTAP
P. 137
ürün çeşitliliği ise günümüzün en popüler ve de tartışmalı konusu olan Coğrafi İşaret
uygulamasında da karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin pek çok ürün grubunda olduğu gibi tarım
ürünleri konusunda da çok büyük potansiyeli söz konusu olup günümüzde bunların bir kısmı
Coğrafi İşaret kapsamına alınmış, diğer bir önemli kısmının da başvurusu yapılmıştır. Çilek
özelinde baktığımızda ise 2021 İtibariyle Türkiye’deki toplam 925 coğrafi işaretin 229 tanesi
işlenmiş ve işlenmemiş meyve, sebze ve mantarlardan oluşmaktadır (% 24.7). Bu kapsamda 5
tane çilek bulunmakta olup bunlar;
Silifke Çileği (2019)
Sultanhisar Çileği (2020)
Sason Çileği (2021)
Hüyük Çileği (2021)
Karadeniz Ereğli Osmanlı Çileği (2021)’dir.
Bunların yanı sıra Bolu Dağ Çileği, Derinkuyu Çileği ve Köprübaşı Çileği’nin de
başvuruları yapılmıştır.
Karadeniz Ereğli Osmanlı Çileği: Cumhuriyet’in kuruluşundan 1960’lara değin kayda
değer bir gelişimle üretilen ve tanınırlığı oldukça yayılan Karadeniz Ereğli Osmanlı Çileği,
sonrasında ciddi ölçüde geriler. Oldukça hassas bir çilek çeşidi olmasından ötürü nakliyeye
dayanıklı yeni geliştirilen çeşitlerle rekabet edemediğinden önemli ölçüde ekimi azalmıştır. Raf
ömrünün de çok kısa olması (maksimum 1 gün) bir diğer dezavantajı olduğundan ciddi ölçüde
zirai hayattan silinmiştir. Bununla birlikte çileğin yöre koşullarında kazandığı karakteristiği,
yine bu çilekten yapılan likörlerin bir dönem yurtdışına da gönderilmiş ve yoğun talep görmüş
olması gibi özellikleriyle 1990’ların ilk yarısında yerel yönetimin gündemine alınarak yöre zirai
hayatına yeniden kazandırılmasına yönelik çalışmalara başlanmıştır. Öncelikle çeşidin
kaybolmaması adına yapılan birkaç yıllık çalışmanın ardından “Osmanlı Çileği” olarak Ekim
2018’de Milli Çeşit listesine girmiştir. Ayrıca ilgililerin söz konusu çileği yetiştirmeye yönelik