Page 116 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 116

düşünce ve eserleriyle Türk düşüncesinde derin   yetiştirmek amaçlanmıştır. Ulus-devletler istediği
            izler bırakmıştır.                           tipte yurttaşı (İyi yurttaş) eğitim sistemi ile yetiştir-
                                                         me yoluna gitmiştir. Eğitim bugün de bu işlevini
               Günümüzde  Turhan,  ismi  anılmadan  fikirle-
                                                         sürdürmektedir.
            ri  anılan  bir  sosyoloğumuzdur  dersek  bu  abartı
            olmayacaktır.  Mehmet  Kaplan’ın  ifadesiyle  “Tür-  Osmanlı  Batılılaşmasında  Tanzimat  (Batılılaş-
            kiye’de hâkim olan siyasi nesil üzerinde Mümtaz   ma  da  yeni  bir  evre/dönem)  sonrasında  aydın-
            Turhan’ın  dışarıdan  fark  edilmeyen,  küçümsen-  ların rolü ve etkisi artmıştır. Bu aydınlar Osmanlı
            meyecek bir tesiri vardır.” Sağ milliyetçi, muhafa-  modern eğitim kurumlarında yetişmiş insanlardır.
            zakâr düşünce geleneği içinde Turhan kadar ismi   Batılılaşma bir kadro, eğitimli kadro işi olarak gö-
            bilimle, bilimsel zihniyetle anılan ikinci bir kişi yok   rülmüş,  bu  kadroların  yetiştirilmesi  de  eğitimle
            gibidir. Adı bilimle özdeşleşmiş bir bilim insanı-  mümkün  olduğundan  aydınlarımız,  düşünürleri-
            dır.                                         miz eğitime özel bir önem vermiştir. Satı Bey ve
                                                         Emrullah  Efendi  bu  aydınlarımızın  başında  gel-
               1950’li ve 1960’lı yıllar boyunca Turhan, dö-
                                                         mektedir.
            nemin  siyasal  ve  toplumsal  tartışmaları  parale-
            linde kitap ve makaleler yazar. Her biri yazıldığı   Darülmuallimin’in  müdürlüğünü  yapan  Satı
            dönemin  siyasal  ve  düşünce  gündemini  yansıt-  Bey,  II.  Meşrutiyet  yıllarında  modern  anlamda
            maktadır.  Turhan,  her  ne  kadar  toplum  anlayışı   halkçı diyebileceğimiz bir eğitim modelini savun-
            1940’ların  düşünce  ortamında  biçimlenmiş  olsa   muştur. “Kiraz Ağacı” nazariyesiyle eğitimdeki re-
            da asıl önemli eserlerini 1950’lerde vermiştir. Bu   formun aşağıdan yani ilk mekteplerden başlanıp
            dönem eserleri, Türkiye’nin modernleşmesi üze-  yukarı Darülfünun’a doğru ilerlemesinin daha iyi
            rine yoğunlaşmıştır. Eserlerinin isimleri bile yakın   olacağını söylemiş, öğretmen yetiştirilmesi konu-
                                                                                  3
            dönem Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihinin   suna  özel  bir  önem  vermiştir.   Bu  nedenle Türk
            özeti gibidir.                               Frobeli  olarak  anılmıştır.  II.  Meşrutiyet  dönemi-
                                                         nin Maarif Nazırı Emrullah Efendi ise Kiraz Ağacı
               Kültür  Değişmeleri,  Sosyal  Psikoloji  Bakımın-
                                                         nazariyesine karşı Tuba Ağacı nazariyesini geliş-
            dan Bir Tetkik (1951), Maarifimizin Ana Davaları ve
                                                         tirmiştir. Tuba Ağacı, kökü yukarıda dalları yerde
            Bazı Hal Çareleri (1954), Garplılaşmanın Neresin-
                                                         cennette olduğuna inanılan bir ağaçtır. Emrullah
            deyiz (1958), Toprak Reformu ve Köy Kalkınması
                                                         Efendi Tuba Ağacı’nı metafor olarak kullanmıştır.
            (1964),  Atatürk  İlkeleri  ve  Kalkınma  (1965),  Üni-
                                                         Emrullah Efendi’nin bu nazariyesine göre yenileş-
            versite  Problemi  (1967).  Turhan,  kendisi  üzerin-
                                                         me reformları yukarıdan başlar ve aşağıya doğru
            den yakın dönem ülkemizin siyasal, toplumsal ve
                                                         ilerler. Eğitim yukarıdan aşağı doğru yapılandırıl-
            kültürel değişimini okuyabileceğimiz bir düşünür
                                                         malıdır. Ona göre devlet önce elit özel bir kadro
            ve sosyoloğumuzdur.
                                                         yetiştirmeli ve bu seçkin kadro ilkokul, ortaokul,
                                                         lise gibi eğitim kurumlarında görevli öğretmen-
               Kısa Tarihi Arka Plan: Mümtaz Turhan’a Mi-  leri,  bu  öğretmenler  de  çalıştıkları  kendi  eğitim
            ras Kalan Eğitim Tartışma ve Uygulamaları    kurumlarındaki çocukları ve gençleri eğitmelidir.
                                                         Kısaca  Satı  Bey,  eğitimin  ilköğretimden  (hatta
               Klasik dönemlerde (imparatorluklarda) eğitim
                                                         okul öncesinden) yükseköğretime doğru düzen-
            devletin  ihtiyaç  duyduğu  kadroları  yetiştirmek
                                                         lenmesi  gerektiğini,  toplumsal  kalkınmanın  ve
            gibi bir işlev yürütmüş, genel toplumun eğitilme-
                                                         ilerlemenin  ilköğretimi  yaygınlaştırmak  ve  ge-
            si gibi bir amacı olmamıştır. Osmanlı imparator-
                                                         liştirmekle  mümkün  olduğunu  savunurken;  Em-
            luğunda da medreselerde eğitim-öğretim gören
                                                         rullah Efendi toplumsal kalkınmanın ve eğitimin
            öğrenci sayısı imparatorluğun nüfusu ve coğraf-
                                                         yükseköğretimden başlatılması gerektiğini savu-
            yasına oranla düşüktür. Ancak 19. yüzyılda Sanayi
                                                         nur. Mustafa Satı Bey ve Emrullah Efendi arasın-
            Devrimi  ve  Fransız  Devrimi’nin  etkisiyle  eğitim
                                                         daki farklı eğitim yaklaşımları iki farklı Batılılaşma
            yeni  bir  anlam  kazanmıştır.  Eğitim,  yeni  üretim
                                                         ve siyasetinin savunulmasıdır.
            sisteminin  ihtiyaç  duyduğu  kalifiye  elemanın
            yetiştirilmesi  ve  ulus-devletin  istediği  yurttaşın   Ziya  Gökalp’le  Prens  Sabahattin  arasındaki
            yetiştirilmesi  temel  misyonunu  yüklenmiştir.  19.   merkeziyetçilik  ve  âdem-i  merkeziyetçilik  tartış-
            yüzyılda eğitim, “milli eğitim” olmuştur ve temel   ması da her iki düşünürümüzün farklı eğitim anla-
            işlevi de ulusu/milleti inşa etmede önemli bir ku-  yışları geliştirmelerine yol açar. Gökalp, eğitimin
            rum, topluma yön ve biçim vermede bir enstrü-  milli, öğretimin çağdaş olması gerektiğini ileri sü-
            man  olarak  görülmüştür.  Sadece  nitelikli  insan   rer. Eğitim, milli kültüre dayanmalıdır. Öğretim ise
            gücü yetiştirmek değil istenilen tarzda vatandaş   maddi ve teknik bilgilerin (medeniyet unsurları)
            3   Satı Bey’e göre “Beşiği sallayan el geleceği hazırlar.”
         114
   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121