Page 29 - Neşide Dergisi 5.Sayı E-Book
P. 29
Şiir
Sarp Eren ÇERÇİNLİ*
Hüznün
Karanlık Özü
Dün gece düşündüm kendi kendime,
Bu dünyada yaşayan kim bilir kaç insan var?
Milyonlarca kilometrekarenin ufkunda,
Çayırların, dağların, şehirlerin ve ormanların ardında,
Kim bilir kaç hüzünlü yürek çarpar?
Düşündüm kendi kendime.
Ormanları, ağaçları, bitkileri ve çiçekleri,
Onların köklerinin diplerinde, gizlenenleri.
Öylece durdum deliklerinden içeri ay ışığı sızan karanlıkta.
Gece, gökyüzünün üstünde yükselen siyah tülden bir perde,
Uzaklarda, cayır cayır yanan alevleri ve akan gözyaşları ile,
Unutulmuş şarkılarda kaybolan heceler,
Kırık bir ağaç kovuğunda söylenen mavi bir şiiri,
Kış güneşiyle aydınlanan yemyeşil çayırların içindeki nefesini, seni…
Düşünmüş müdür benim gibi?
Döküldü yekpare betonlar, yıkıldı, yakıldı orman ve ağaçlar,
Düşünceleri yok edebilmek, tekdüzeliği yaratabilmek için.
Bizim ruhumuz ise yeniden yaratıldı, bütün kuşların ve hayvanların ruhları ile birlikte,
Ve yedi milyar insan ile beraber bir kez daha ve son kez daha büyüdük,
Ve düşünmeyi bırakmadık,
Yemyeşil yosunlarla kaplanmış dalgalı kayaların gerisinde,
Yankılanan dalga sesleri dumana batık,
İçerisinde senin gizlendiğin çayırın en meltemli yerinde,
Seni ve ruhunu düşündüm.
Sevgilim,
İşte böyle gecenin bir vaktinde aklına giriverir insanın,
Hasretin bir acayip düşünceleri.
Ben şimdi, karanlıkta düşünceli ve yalnız,
Odanda bacaklarını uzatmış oturduğunu az çok hayal edebiliyorum.
Ve benimsemekten korktuğum ellerini, önündeki kitabın üzerine koyduğunu düşünüyorum.
Gözlerin, görünmeyen denizin maviliğine karşın,
Parlak ve sırılsıklam.
Kuvvetle muhtemel senin odan da koca bir kayın ağacının gölgesinde kalmıştır.
Ve alev çarkları ile aydınlanan bu büyük ve yalnız dünyada,
Senin hüznün karanlıktadır.
* Avcılar Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi.
27