Page 27 - Efsane
P. 27
bekleme odasını gördüm, her şekilde ve büyüklükte yaraları olan insanlarla dolu
devasa bir alan. Birçoğu acıyla inliyordu; bir kişi yerde hareketsizce yatıyordu.
İçlerinden bazılarının burada ne kadar süredir beklediğini ya da içeri girebilmek
için ne kadar ödediğini tahmin etmek bile istemiyordum. Bütün askerlerin
durdukları yeri iyice zihnime kazıdım; sekreterliğin penceresinin yanında iki,
uzakta, doktorun kapısının orada iki, asansörlerin yakınında birkaç tane, her
birinde de kimlik kartı vardı, sonra gözlerimi yere indirdim. En yakındaki
sandalyeye ayak sürüp oturdum.
İlk kez rahatsız dizimin sahte kılığıma katkısı olmuştu. Daha da inandırıcı olmak
için ellerimi yanıma bastırmış halde duruyordum.
On dakikayı kafamdan saydım, bu sürede bekleme odasına yeni hastalar geldi ve
askerlerin bana ilgisi azaldı. Sonra ayağa kalkıp en yakındaki askere doğru
sendeledim. Eli refleks olarak silahına gitti.
“Otur,” dedi.
Takılıp üzerine düştüm. "Tuvalete gitmem gerek," diye fısıldadım, sesim boğuk
çıkmıştı. Dengemi sağlayabilmek için siyah cübbesini kavrarken ellerim
titriyordu. Asker bana tiksintiyle baktı, diğerleri de kıs kıs güldü. Parmaklarının
silahın tetiğine doğru yaklaştığını gördüm ama diğer askerlerden biri başını
salladı. Hastanede ateş etmek yasaktı. Beni itip silahıyla koridorun sonunu işaret
etti.
“Orada,” diye tersledi. "Yüzündeki o pisliği biraz temizle.” Ve inan bir daha
dokunacak olursan seni kurşun yağmuruna tutarım.”
Onu bırakıp dizlerimin üzerine düşecek gibi oldum. Sonra dönüp tuvalete doğru
yalpaladım. Deri botlarım yerdeki fayanslarda gıcırdıyordu. İçeri girip kapıyı
kilitlerken askerlerin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
Bunun bir önemi yoktu. Birkaç dakika sonra nasılsa beni unutacaklardı. Ve
tutunduğum askerin kimlik kartının kaybolduğunu fark etmesi birkaç dakika
daha alacaktı.
Tuvalete girdiğimde hasta rolünü bıraktım. Yüzüme su çarpıp domuz kanı ve
çamurun çoğu çıkana kadar yüzümü ovdum. Bıçaklarımı almak için botlarımın
fermuarını çözüp iç tabanı yırtarak açtım, sonra onları kemerime sıkıştırdım.
Ayakkabılarımı tekrar giydim. Belimdeki siyah yakalı gömleği çözüp üzerime