Page 53 - Efsane
P. 53

oturuyordu, o ve Thomas arasında Drake’ten üç arkadaşım vardı. Zoraki bir
               şekilde birbirimize gülümsüyorduk. Solumda Los Angeles’taki bütün
               Deneme’lerin organizasyonunu ve gözetimini yapan Chian isimli bir adam
               oturuyordu. Benimkinde de gözetmenlik yapmıştı. Neden burada olduğunu
               anlamıyordum; Metias’ın ölmesi neden umurundaydı ki? Eski bir aile yakını
               olduğu için varlığı pek de beklenmedik bir şey değildi ama neden tam
               yanımdaydı?


               Daha sonra Chian’ın, Metias’a Komutan Jamesonın birliğine katılmadan önce
               danışmanlık yaptığını hatırladım. Metias ondan nefret ediyordu.


               Adam kalın kaşlarını çatıp bir elini çıplak omzuma koydu. Eli bir süre orada
               kaldı. “Nasılsın, canım?” diye sordu. Konuşurken yüzündeki yara izleri
               belirginleşti; burnunun kemerinde bir yarık bir de kulağından çenesinin ucuna
               kadar inen çentikli bir iz vardı. Gülümsemeyi başardım. “Beklediğimden daha
               iyi.”


               “Bak sen şu işe!” Huzursuz edici bir kahkaha attı. Beni baştan aşağı süzdü.
               “Üzerindeki elbiseyle karda açmış taze bir çiçek gibisin.” Gülümsememin
               yüzümden silinmemesi için bütün gücümü sarf etmem gerekti. Kendime sakin ol
               dedim. Chian düşman olunacak biri değildi.


               Abartılı bir sempatiyle, “Ağabeyini çok severdim,” diye devam etti.
               “Çocukluğunu hatırlıyorum, onu görmeliydin. Eliyle küçük bir silah yapıp
               oturma odanızda koştururdu. Birliklerimize katılması kaderinde yazılıydı.”


               “Teşekkürler, efendim,” dedim.

               Chian kocaman bir parça bifteği kesip ağzına tıktı. “Metias onu eğittiğim
               dönemde çok dikkatliydi. Lider olmak için doğmuş. Sana hiç o zamandan
               bahsetti mi?”


               Aklımda bir anı canlandı. Metias’ın Chian için çalışmaya başladığı ilk geceydi.
               Beni ve hâlâ okumakta olan Thomas’ı ilk kez etli edame fasulyesi, spagetti ve
               soğanlı ekmek yemeye Tanagashi bölgesine götürmüştü. İkisi de üniformalarını
               giyiyorlardı; Metias’ın ceketinin düğmeleri açık, gömleği de dışarıdaydı;

               Thomas düğmelerini düzgünce iliklemiş, saçını düzenli bir şekilde arkaya
               yatırmıştı. Thomas benim dağınık örgülerimle dalga geçiyordu ama Metias
               suskundu. Bir hafta sonra Chian’ın yanındaki işi aniden sona erdi. Metias
               itirazda bulunmuş ve Komutan Jameson’ın devriyesine dâhil olmuştu.
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58