Page 58 - Efsane
P. 58
Gülümsedi. Pürüzsüz göz kapaklarındaki yeşil simli göz farı ve kısa, siyah küt
saçlarıyla titrek lamba ışığında sevimli görünüyordu. Sarmaşık dövmesi
boynundan inip üstündeki korseli kıyafetinin içine doğru kayboluyordu.
Herhalde bar kavgalarından korunmak için boynunda kirli bir koruyucu gözlük
asılıydı. Yazık. Eğer bilgi toplamakla meşgul olmasaydım, bu kızla biraz zaman
geçirir, sohbet eder ve belki ondan birkaç öpücük çalardım.
"Lake bölgesinden, değil mi?” diye sordu. "Buraya öylesine girip birkaç kızın
kalbini kırmaya mı geldin? Yoksa dövüşçü müsün?” Sırıttım. "Dövüşmeyi sana
bırakıyorum.”
“Dövüştüğümü de nereden çıkardın?”
Kollarındaki kesikleri ve ellerindeki morlukları işaret ettim. Yavaşça gülümsedi.
Bir süre sonra omuz silktim. "Bu ringlerde kendimi öldürtmem. Sadece biraz
güneşten kaçıyorum. Senle güzel zaman geçirebiliriz aslında. Yani, eğer vebaya
yakalanmadıysan tabii.”
Artık bu şakayı duymayan kalmamışı ama kız yine de güldü. Tezgâha yaslandı.
“Bölgenin kıyısında yaşıyorum. Orası şu ana kadar oldukça güvende.”
Ona doğru eğildim. “O zaman şanslısın.” Ciddileştim. "Tanıdığım bir ailenin
kapısını işaretlediler geçenlerde.”
"Bunu duyduğuma üzüldüm."
"Sana bir şey sormak istiyorum, sadece meraktan. Son günlerde buralarda
dolaşıp elinde veba ilacı bulunduğunu söyleyen bir adam hakkında herhangi bir
şey duydun mu?”
Tek kaşını kaldırdı. "Evet, onu duydum. Onu arayan çok.” "İnsanlara ne
anlatıyor bu adam, biliyor musun?”
Kız biran için duraksadı. Burnunda birkaç küçük çil olduğunu fark ettim.
"Duyduğuma göre birine -tek bir kişiye- veba ilacı vermek istediğini
söylüyormuş insanlara. Ve onun neden bahsettiğini sadece o kişi bilebilirmiş.”
Eğleniyor gibi görünmeye çalıştım. "Şanslıymış, değil mi?” Sırıttı. “Gerçekten.
O adam bu dediği kişinin bu gece, geceyarısı olunca on saniyelik yere gelmesini
istediğini söylemiş.”