Page 51 - Olasılıksız
P. 51
"Şimdi de senin, benim de güzel bir adım olduğunu söylemen gerek; gerçi benimki Elizabeth kadar
güzel değil ama."
Elizabeth kıkırdadı. "Senin adın da güzel."
"Öyle mi?" diye sordu Caine kızı taklit edip sesini incelterek.
Elizabeth yine güldü. "Öyle," derken gülümseyince birkaç dişinin eksik olduğu görülüyordu. Sonra
da, "sen diğerlerinden farklısın," dedi.
"Hangi diğerleri?"
"Diğer doktorlardan," dedi sanki bunu anlamamak için aptal olmak gerekiyormuş gibi. "Diğerleri
benimle hiç konuşmazlar. Bir tek 'ağzını aç, aaa de' derler."
"Haklısın doktorlar fazla konuşmazlar. Tüm gün boyunca hasta insanlarla uğraşıyorlar, onların da
işi zor aslında. Anlayışla karşılamak gerekir bence."
"Herhalde," dedi kız kendinden yaşça çok olgun birine yakışabilecek bir kadercilikle.
"Yoruluyorum da ondan."
"Evet," dedi Caine ve o da birden kendini çok yorgun hissetti. "Anlıyorum seni."
Kız daha dikkatli baktı Caine'e. Karanlıkta yüzünü seçebilmek için gözlerini kıstı. "Sen gerçekten
bir doktor musun Caine?"
Caine gülümsedi. "Eğer doktor değilsem beni daha az mı seveceksin?"
"Hayır. Daha çok seveceğim."
"O zaman," dedi Caine, "değilim."
"İyi. Çünkü ben doktorları çok sevmem de."
"Ben de," dedi Caine.
Caine bir süre bir şey demedi ve Elizabeth ağzını kocaman açarak esnedi.
"Herhalde bana git diyorsun artık. Uyku saatin de geçti." Caine ayağa kalktı; ama daha bir adım
atamadan Elizabeth elini uzatıp adamın koluna yapıştı. Caine kızın ne kadar güçlü olduğunu fark
edince şaşırdı.
"Lütfen hemen gitme. Biraz daha kal. Ben uyuyuncaya kadar kal."
"Peki," dedi Caine ve yerine oturdu yine. Kolunu tutan Elizabeth'in elini alıp diğer elinin yanına
koydu. "Horladığını duyuncaya kadar hiçbir yere gitmeyeceğim. Söz."
"Ben horlamam."
"Görelim bakalım," dedi Caine kızın örtülerini düzeltirken. "Şimdi gözlerini kapa ve uykunu
getirecek bir şeyler düşün."
Elizabeth ona söyleneni yaptı. Birkaç saniye sonra kız gözleri kapalı olduğu halde başını Caine'e
doğru çevirdi.
"Yarın akşam da beni görmeye gelecek misin?"
"O zamana kadar taburcu olmuş olurum Elizabeth."
"Belki rüyalarıma girersin. Olmaz mı?"
"Olur. Rüyalarda görüşmek üzere."
Birkaç dakika sonra Elizabeth'in nefes alış-verişi yavaşladı. Caine parmak uçlarına basarak
odadan çıktı. Bu kızın her nesi varsa iyileşeceğinden çok emindi Caine. Her şey bir şekilde yoluna
girecekti.
▲
Jasper bloğun etrafında bir tur daha attı. Ses'in kendisine 'hadi' demesini bekliyordu. Daha önce
hiç silah kullanmamıştı ama bu onu endişelendirmiyordu. Resim çekmek gibiydi bu iş: Odakla ve bas.
Aralarındaki tek fark bir Nikon kamera, 9 milimetrelik bir Lorcin L gibi geri tepmezdi.
Saklı Kütüphane 51 www.e-kitap.us