Page 163 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 163

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)




                 deki bu samimiyetsiz insanları tanıyıp teşhis edebilmeleri için çok önemli bir vesi-
                 ledir. Allah Kuran ayetleriyle, mümin topluluklarını bu alçak insanların tuzaklarından,

                 oyunlarından koruyup böylece onlara karşı galip gelmelerini sağlar. Dolayısıyla da
                 münafığın Müslümanların aleyhine sanarak yaptığı her şey, oynadığı her oyun onların
                 lehine, kendisinin ise aleyhine olur.



                     MÜNAFIK B R MÜSLÜMANIN KEND S NE ÖĞÜT VERMES NE

                     TAHAMMÜL EDEMEZ

                     Münafık Müslümanın iyi niyetle, kendisinin bir yanlışını düzeltmesine ya da

                 öğüt vermesine asla tahammül edemez. Münafıkta büyüklük hissi çok güçlü olduğu
                 için herhangi bir konuda 'eksik ya da hatalı olduğunu' kabul etmez. Dolayısıyla ken-

                 disine hatırlatma veya tavsiyede bulunulduğunda, söylenenleri 'delice yalanlamaya
                 ve inkar etmeye' çalışır. Çok seri şekilde yalan söylemeye ve karşı atak tarzında 'iftira
                 atmaya' başlar. Söylenen eksikliğin kendisinde mevcut olduğunu asla kabul etmez.

                 Allah bir ayette münafıkların 'öğüde' yani 'Kuran'a dayalı tavsiye ve hatırlatmalara'
                 karşı müthiş tepkili olduklarını şöyle bildirmiştir:

                     Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki, öğütten yüz çevirip duruyorlar? (Müddessir
                     Suresi, 49)
                     Çünkü münafığın iddiası, 'Müslümanlardan çok daha akıllı, zeki, kaliteli, görgülü

                 ve üstün olduğu'dur. Münafığın kendisine bakış açısı, aynı aşağıdaki ayette bildirildiği
                 gibidir:

                     ... Dilleri de yalan olarak en güzel olanın 'kendilerinin olduğunu' düzmektedir.
                     (Nahl Suresi, 62)

                     Dolayısıyla kendini bu derece büyük gören birinin, bir Müslümandan öğüt alması,
                 bu tavsiyeyi kabul edip tavırlarını düzelttiğini göstermesi, onun için adeta 'ölmek gi-

                 bi'dir. Bu yüzden 'karşı tarafın sözünü keserek, demagoji yaparak, yüz ve beden
                 dillerini en çirkin şekilde kullanarak, ağlayarak, anlamazdan gelip inat ederek, ba-
                 ğırıp çağırıp, dinlemediğini belli eden el kol hareketleri yaparak' bu zihniyetlerini

                 belli ederler. Allah Kuran'da münafıkların bu bozuk ahlaklarını şöyle bildirmiştir:
                     Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını ku-

                     laklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük
                     gösterip-direttiler. (Nuh Suresi, 7)
                     Sonra bir baktı. Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti. Sonra da sırt çevirdi ve bü-

                     yüklük tasladı (istikbar). (Müddessir Suresi, 21-23)

                     Ayetlerden açıkça anlaşıldığı gibi, Müslümanlar münafık karakterli insanlara Ku-
                 ran ayetleriyle tavsiyelerde bulunduklarında, tepkileri yüz çevirmek; yani hemen bir




                                                                                                             161
   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168