Page 176 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 176
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
Hayatını 'ikiyüzlülük, sinsilik, sahtekarlık ve oyun oynamak' üzerine kurmuş
olan münafık için 'yalan söylemek, adeta nefes almak gibi, çok olağan ve sıradan
karşıladığı bir eylemdir'. Yalan söylememesi durumunda münafık, münafık olmaktan
çıkacaktır. Bu da onun kesinlikle istemeyeceği bir durumdur. Münafığın zayıf aklına
göre, dürüst olması ona hiçbir şey kazandırmayacağı gibi, çok şey kaybettirecek ve
tüm çıkarlarını tehlikeye atacaktır. Dolayısıyla da münafık yalanı, hayatının çok
önemli bir parçası olarak benimsemiş ve günlük hayatının çok büyük bir bölümünü
yalanla geçirir hale gelmiştir.
Yalan konusunda münafık hakkında bilinmesi gereken birşey daha vardır. Mü-
nafık yalanı, 'pislik yapabilmek, iftira atabilmek, insanları aldatabilmek, kendince
Müslümanları kötü gösterebilmek, onları tuzağa düşürüp başarısız hale getirmek,
küfre destek sağlamak gibi her türlü kötü amaç için' kullanır. Ancak bu yalan
söyleme alışkanlığı, bir süre sonra münafıkta adeta bir 'akıl hastalığına' da dönüşür.
Artık hayatının her aşamasında, 'gerekli gereksiz, amaçlı amaçsız aklına gelen her
konuda' -yüzünde yalan söylediğine dair en ufak bir utanma sıkılma alameti olmak-
sızın- sürekli yalan konuşmaya başlar. Bu da çevresindeki insanların çok dikkatini
çeker. Çünkü anlattığı her şey çok abartılı, çok masalımsı, çok ütopik ve çok nadir
rastlanacak şeylerdir. 'Çocukken tek başına boğazdan yüzerek karşı kıyıya geçti-
ğinden, üstünden araba geçip hiçbir şey olmadan ayağa kalktığından, sokakta kuş-
ların başına konup yüzlerce metre onunla birlikte yürüdüğüne kadar', hepsi 'birbi-
rinden mantıksız ve abartılı' detayları olan hikayeler anlatır.
Bunun gibi münafığın yalanlarında dikkat çeken bir başka karakteristik özellik
de, 'münafığın önceki yalanlarını unutması ve birbiriyle çelişkili konuşmalar yap-
ması'dır. Münafık sabah farklı konuşur, akşam ise bambaşka birşey söyler. Beş dakika
önce "Bugün bütün gece hiç uyuyamadım" der, beş dakika sonra ise "O kadar derin
uyumuşum ki, sabaha kadar çok fazla rüya gördüm" diye başka bir hikaye anlatmaya
başlar.
Normal akla sahip Müslümanlar çok dürüst ve çok ince vicdan sahibi insanlardır.
Yalan söylemenin Allah'ın yasakladığı, haram kıldığı çirkin bir ahlak bozukluğu ol-
duğunu bilirler. Zararlı veya zararsız herhangi bir konuda yalan söylemekten Allah'a
sığınır, kendileri bundan dolayı bir mağduriyet yaşayacak olsalar bile, asla böyle
birşeye tenezzül etmezler. Allah'tan korkar ve her zaman her konuda mutlaka doğru
konuşurlar. Hatta bazen, istemeden bir konunun küçük bir detayı eksik kalıp da
yanlış anlaşılacak bile olsa, bunu düzeltip tam anlaşılmasını sağlamak için defalarca
açıklama yaparlar.
İşte vicdanen böylesine titiz insanlar arasında yaşayan bir münafık, sahtekarlık-
larıyla müthiş bir zıtlık oluşturur ve çok dikkat çeker. Müslümanlar bu kişinin normal
174