Page 178 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 178

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI




                         Münafık Müslümanlar arasında yalanı pek çok amaç için kullanır. Bunların en
                     başında elbette ki 'Müslümanlara içten içe zarar vermek ve sinsice küfürle işbirliği

                     yaptığını gizlemek istemesi' vardır. 'Kendi alçaklıklarını, yaptığı sinsilikleri, sahte-
                     karlıkları, samimiyetsizlikleri gizlemek' için de, yine hep yalana başvurur. Özellikle

                     de 'kendini savunmak, temize çıkarmak, üzerindeki münafık alametlerini gizleyip,
                     kendisini samimi bir Müslüman gibi gösterebilmek' için münafık, yalanı şeytani bir
                     silah olarak kullanır.

                         Münafık kimi zaman da, 'yalan ile diğer sinsi yöntemlerini birleştirip' çok 'daha
                     şeytani bir savunma mekanizması' oluşturmaya çalışır. Bazen karşı tarafa 'iftira

                     atarak, bazen ağlayarak, bazen bağırıp çağırarak, bazen de saldırganlaşarak' ken-
                     dince yalanını iyice inandırıcı hale getirmek ister. Müslümanlar münafığın yalanını
                     ortaya çıkardıklarında da, münafık onları kendisine 'iftira atmak' ile suçlar. Ona

                     "Yalan söylüyorsun" denildiğinde, "Ben yalan söylemedim, sen niye bana iftira atı-
                     yorsun?" diyerek ardı arkası kesilmeyen çirkefliklerine devam eder. Ve tüm bunları

                     yaparken de, Allah'ın Kuran'da, "... Biz iyilikten başka şey istemedik diye yemin
                     edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahitlik etmektedir."

                     (Tevbe Suresi, 107) sözleriyle bildirdiği gibi, 'ne kadar iyi niyetli olduklarını' vurgu-
                     lamak için 'Allah adına yemin de ederler'. Oysaki Allah ayette onların 'yalan söyle-
                     diklerini' haber vermiştir.

                         Bir başka ayette ise, "... Sana Allah adına yemin edecekler" sözleriyle Allah, mü-
                     nafığın bu yöntemine bir kez daha dikkat çekmiştir. Allah münafıkların, sanki iman

                     ediyorlarmış ve samimi bir Müslümanmış gibi Allah'ı şahit göstererek yalan yere
                     yemin ettiklerini bildirmiştir. Ve ayetin devamında da Allah, "Kendi nefislerini helake

                     sürüklüyorlar. Allah onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor." (Tevbe Suresi,
                     42) sözleriyle, münafıkların hem dünyada hem de ahirette hüsrana uğrayacaklarını
                     haber vermiştir.



                         MÜNAFIK, MÜSLÜMANLARA  FT RA ATARAK

                         KEND N  TEM ZE ÇIKARMAYA ÇALIŞIR

                         Münafığın sinsi oyunlarından biri de, hemen her fırsatta samimi Müslümanlara

                     'iftira atma alışkanlığı'dır. Münafık 'kuşkuyu üzerinden dağıtmak, suçlu görünü-
                     münden kurtulmak ve kendince temize çıkabilmek' için sürekli 'kendisini mağdur

                     gösterme çabası' içine girer. Amacı kendisini, 'gereksiz yere kuşkulanılan, gereksiz
                     yere tedirgin olunan' 'masum bir insan' gibi göstermektir. Ancak elbette bu da mü-
                     nafığın hastalıklı planlarından biridir. Ne kadar mağdurmuş izlenimi verirse, kendisine

                     o kadar geniş, rahatça hareket edebileceği, kolaylıkla hainlik yapabileceği bir alan




           176
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183