Page 55 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 55

DELÂİL-İ HAŞR                                                                                                       57

           inkılabdan geçtikten sonra ve dört süzgeçten tasfiye edildikten sonra rızık
           olarak  taksim  edilir.  Hem  yine  şâyan-ı  dikkattir  ki;  o  madde-i  latife,
           yemeklerin  ruhu  ve  hülâsasıdır.  O  yemekler,  alem-i  anasırda  dağınık
           menbalardan muntazam bir düstur ile, mahsus bir nizam ile cem' ve tahsil
           edilirler.
                  İşte bütün bu Nizamlar, bu Kanunlar, bu İntizamlar; hep bir Kasd,
           bir İrade, bir Hikmetten çıkıyor. Evet meselâ  Habib'in gözünde yerleşen
           bir  zerrenin,  unsur-u  havadan  veya  unsur-u  türabdan  o  garib,  acib
           tavırlarda, inkılablarda yaptığı muntazam hareketinden anlaşılır ki; o zerre,
           toprakta  iken  Habib'in  gözüne  tayin edilmiş  ve  bir  memur  gibi mahall-i
           memuriyetine muntazaman i'zam kılınmıştır (yükseltilmiştir.)

                  Evet  fennî  bir  nazarla  dikkat  edilirse  anlaşılır  ki,  o  zerrenin
           hareketi,  körükörüne,  tesadüf  Eseri  değildir.  Çünki  o  zerre,  hangi
           mertebeye  girerse,  o  mertebenin  Nizamına  tâbi'  olur.  Ve hangi  bir  tavra
           intikal  etmiş  ise,  onun  muayyen  Kanunuyla  amel  etmiştir.  Ve  hangi  bir
           tabakaya misafir gitmiş ise, muntazam bir hareket ile sevkedilmiştir.

                  Hülâsa:  Neş'e-i  Ulâya  dikkat  edenin,  Neş'e-i  Uhra  hakkında
           tereddüdü  kalmaz.  Peygamber  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  emrettiği  gibi:
           "Neş'e-i  Ulâyı  gören  adam,  Neş'e-i  Uhrayı  inkâr  edebilir  mi?"  Çünki:
           İkinci  teşekkül,  yani  ikinci  yapılış;  birinci  teşekkülden  daha  kolaydır.
           Bunu yapan, onu daha kolay yapar.

                  Meselâ:  Bir  fırka  askerin  ilk  teşekkülünde,  efradın  birbiriyle
           ünsiyetleri,  muarefeleri  olmadığından  ve  talim  ve  terbiye  görmemeleri
           yüzünden,  yontulmamış  taşlar  gibi  olduklarından,  o  efrad  o  fırkanın
           bünyesinde  yerleştirilinceye  kadar  çok  zahmetler  vardır.  Fakat  ba'de-t
           teşekkül terhis edilip de bir daha taht-ı silâha davet edildiği zaman, pek
           kolay  içtima  eder  ve  fırkayı  teşkil  ederler.  Bu  teşekkül,  evvelki
           teşekkülden daha kolay olur.

                  Kezalik birbiriyle ülfet peyda eden ve herbirisi yerini tanıyan ve
           bir derece yontulmuş taşlar gibi kesb-i letafet eden bedenin zerratı, ölüm
           ile dağıldıktan sonra, Haşirde Hâlık'ın İzniyle, İsrafil'in Borusuyla o zerrat-
           ı  asliye  ve  esasiye  içtimaa  davet  edildikleri  zaman,  pek  kolay  içtima
           ederler ve beden-i insanîyi yine eskisi gibi teşkil ederler. Maahaza Kudret-
           i Ezeliyeye nisbeten en büyük, en küçük gibidir; hiçbir şey o Kudrete ağır
           gelemez.
                  Arkadaş! Zahire nazaran, Haşirde ecza-yı asliye ile ecza-yı zâide
           birlikte iade edilir. Evet cünüb iken tırnakların, saçların kesilmesi mekruh
           ve  bedenden  ayrılan  herbir  cüz'ün  bir  yere  gömülmesi  Sünnet  olduğu
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60