Page 19 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 19

Makale

               risinde bu konuyu dillendirdiğim zamân, öğren-  Bu büyük ölçüde doğru olmalıdır.
               cilerimden bir tânesi “Hocam, ben anlayamadım.
                                                            Çünkü  post−modernizm  belirsizliğin  ideolojisi-
               Tam  olarak  ‘post−modernizm’  nedir?”  diye  sor-
               muştu. Benim için tam bir hâyâl kırıklığı idi! Bun-  dir.  Bu  hâliyle  post−modern  etik;  yıkıcı  bir  red-
                                                            dedişle,  hem  modern’e  karşı  bir  redd−i  mirâsı
               ca süredir dersi ateşli ateşli anlatmam boşuna mı
                                                            gerçekleştiriyor, hem de bir zamânlar modernle
               gitti yâni, diye içten içe düşünmüştüm…
                                                            berâber vâad edilen yaşam modüllerinin taahhü-
               Sonra kendimi tekrar toparlayarak şu cevabı ver-  dünü ortadan kaldırılarak, bireyi böylece —aslın-
               me gereksinimi duymuştum:                    da, post−modernite klişesiyle— daha da patolojik
                                                            olabilecek özsüzlüğe ve temelsizliğe itekliyor.
               “Post−modernizm  demek,  belirsizlik  demektir.
               Bağlamsızlık,  boşluk  ve  anlâmsızlık  demek  yâni!   Bu nedenden ötürüdür ki post−modern zamân-
               Çünkü  bu  zamânlarda,  bir  sorunun  birden  fazla   lardaki psiko−terapi sektörü; ironik ve kaotik dü-
               cevabı; bir cevabın da birden fazla sorusu vardır.   zeydeki egemen epistemolojinin, birey üzerinde
               Gönül verebileceğin veya inanabileceğin bir an-  yapmış  tahribatının  enkãzını  kaldırmaya  konuş-
               lâm kipi ve aynı şekilde kelimelerin çağrışım uzayı   landırılan bir pratiktir.
               yoktur.
                                                            Bu  anlâmda  psikoterapi,  yalnızlığın  metâılaştığı
                                                            ve taraflarca tüketildiği araçsal bir etkinliktir de!
               Her şey sığ ama gösterişlidir! Her şey değerli ve
                                                            Başka deyişle psikoterapi; modern inşanın aspa-
               albenilidir, fakat bu değerler kırılgan olup mutlâk
                                                            ragasyalarının ya da yanılsamalarının günâhını ve
               güzellikten yoksundur. Gelip geçicidir, yâni. Bor-
                                                            de  insân−dışılığını  aklamaya  odaklanan  post−
               sa  trendi  gibi  spekülasyona  ve  aşınmaya  açıktır.
                                                            modern bir sektör ve de spekülatif bir retoriktir.
               Bu  zamânlarda  kişisel  değerleriniz  bir  ânda  size
               prim yaptırabilir, ya da bir ânda sizi çağın dışına   Çünkü  bu  hâliyle  psikoterapistler,  modernitenin
               iterek eskitebilir. Onun için bu zamânlarda kadîm   insân−teki üzerinde yapmış olduğu tahrîbatı, yine
               değerlere sâhip çıkmak, kısaca “adam gibi adam   modern psikoloji argümanlarıyla —daha doğrusu
               olmak”en zor iştir.                          post−modern bir formasyonla—rehabilite etmeye
                                                            çalışmaktadırlar.
               Bu  zamânlarda  kaypak  olmak  gerektir.  Yâni,  her
               değere  açık,  ama  aynı  zamânda  bazı  değerlere   Diğer taraftan şunu da itiraf etmeliyiz ki “Psikote-
               de mesâfeli ve kapalı olarak ilkel bir aydınlanma-  rapi Yaşantısı’nın  soy−kütüğünde, skolastik kili-
               cı  olmak  gerektir.  Post−modern  anlatılar,  antik   selerin günâh çıkaran ya da günâhları dezenfekte
               zamânların ilkel insânlarına, bir şekilde anlâmlılık   eden [defakto] işlevinin tortularına da rastlayabi-
               ve aşkınlık veren basit kil tabletlerindeki veya par-  lirsiniz.  Bu  anlâmda  psikoterapi,  aydınlanma  ve
               şömenlerdeki sâhici duyguyu bile vermekten yok-  materyalizm ile kutsâlı yerinden söken, tanrıyı ye-
               sundur. Bu bağlamda ilkel insân, modern insân-  rinden eden, dinî değerleri tenzil−i rütbeye uğra-
               dan çok daha mutlu ve sâhiciydi de denilebilir.”  tan Batılı−Anglosakson kültürün ürünüdür.































                                                                                                     17
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24