Page 24 - Neşide Dergisi 6.Sayı
P. 24
Demek ki, kuramsal düzeyde modernitenin içsel
bir eleştirisini yapabilmek ve şimdiki kültür dün-
yâsının modern dünyâ hakkındaki yaygın kötüm-
serliğini bertaraf edebilmek bir nebze de olsa biz
eğitimcilerin desteğine muhtaçtır! Çünkü bu
13
hâliyle post−modern durum; insânı, şimdisinden
ve şu ânı dışında kalan dönemlerinden uzaklaştı-
ran araçların yoğunluğuyla belirlenen bir dönüşü-
mün sonucudur.
Sonuç olarak ortaya çıkan popüler ve kültürel ko-
şulların, bireyi bu nedenle anakronik (târih−dışı)
yaşamaya mecbûr etmesi ve bireyi yalnızlaştırma-
sı, devâmlı olarak karşılaştığımız bu kronik psiko-
patolojinin kökeni değil de, nedir? terk etmelerini istediğimiz yapay gerçeklik kadar
elem verici ve de hükmedici değil mi?
İnsânların adetâ —sibernetik, steril, ve sanal bir
ortamda yaşıyormuşçasına—târih dışına itilmesi; Bir tarafta, tüketim geleneğiyle sirkülarize edi-
ve bireylerin; toplumsal, ulusal, etnik ve teolojik lerek sunî olarak sonsuzlaştırılan post−modern
kökenlerinden koparılarak saksılarda yaşayan çi- durumlar; diğer tarafta ise spontâne sonsuzluğun
çekler gibi köksüzleştirilmesi; üstelik, bütün bu anlâm yitimiyle sığlaşan iç dünyâlarımız ve kronik
yapı-sökümlerin muâsırlaşmak olarak ta lütfedile- yalnızlıklarımız bulunuyor.
rek hayâta geçirilmesi, maalesef rûh’un ölümüyle
Hangisi, bir diğerine patolojik olmayan bir düzey-
sonuçlanıyor.
de hükümrân olabilir ki? Ya da tercih edilebilir ki?
Sonuç olarak bu hâliyle insân−teki, anlâm üreten Son tahlîlde danışanlarımız, hangi yaşam alanını
ve kendi anlâmlı dünyâsını besleyerek zengin- —özelde bağlamını— içtenlikle bir diğerine (öteki-
leştiren bir “varlık” olarak değil de, tek hücreli ne) fedâ edilebilir ki?
(amipler) yaratıklar gibi sâdece doğan, bölünen,
Ya da daha kolay bir soru sormak gerekirse:
çoğalan ve bir zamân sonra yaşama vedâ ederek
insân−teki; var−oluşundaki dengeyi bulmakla
ortadan kaybolan ‘orada-bir-varlık’ düzeyinde ta-
mı; yoksa kaybetmemekle mi yükümlüdür?
kılıp kalıyor ve bu girdapta mütemâdiyen kendi-
sini tekrâr edip duruyor. Gerçekte; danışanların biz terapistlerde aramış
oldukları şey, çoğu kez kaybettikleri şey olabile-
Bu psikopatolojinin doğurganlığından olsa ge- ceği gibi; bunun karşılığında bırakmak istedikleri
rek; bireyler, özledikleri yaşantıların hayâl kı-
şeyler [yalnızlıklar] de [da] olabilecektir.
rıklığıyla sonuçlanmasının ardından, tekrâr reel
olana / alana dönmek yerine, yapay olana / ala- Kendi tecrübemden hareketle söyleyebilirim ki;
na üleşerek, bizzarûre yeniden suniliği tercîh danışanlarımın terapide çoğunlukla aradıkları
14
ediyorlar. Böylece kendi özgürlüğünden kaçan paradigma pre−modernizm, yâni güçlü mânevî
insâncıklar olarak, var−oluşsal boşluğa düşmüş bağlar ve inanma ihtiyâcı; bırakmak istedikleri
bir çakıl taşı gibi otizm kuyusunun dibine vura- paradigma ise post−modernizm, yâni yapaylık,
na dek, kendilerini bağımlı bir şekilde tüketim belirsizlik, sığlık, anlâmsızlık, hiçlik, siliklik, önem-
ideolojisinin yerçekimine [câzibesine] bırakıve- sizlik ve de kronik yalnızlık’tır.
riyorlar.
Yeri gelmişken inanma ihtiyâcı ile ilgi çok önemli
Hâl böyle iken rûhbilimciler, bireyi tamâmen ku- bir hûsûsu da nazara vermek istiyorum. Post−mo-
şatmış olan bu işleyimden ne derece bağımsız dernizm, güçlü ve görece uzlaşımcı bir teori ola-
olarak kendi özgün ve sağaltıcı argümanlarını su- rak, bâzen hâlihazırda hiç kimsenin kuşku duyma-
nabilirler ki? yabileceği gözleme dayalı önermeleri “inançlar”
kategorisine dâhil ederek; “inanç” terimini de iş
Ya da ‘Psikolojik Danışman’lar olarak bizlerin vâa- göremez hâle getirecek kadar genişletebiliyor
dettiği sâhici gerçeklik; en az, danışanlarımızdan veya belirsizleştirebiliyor. 15
13 Bkz.,Güzver Yıldıran, Multicultural Applications of Mastery Learning: Our Thougts, Our Deeds and Our Hopesfor Education, Boğaziçi Üniversi-
tesi Yayınları, İstanbul, ©2006.
14 Bkz.,Thomas F. Oltmanns& Robert E. Emery, Abnormal Psychology, Pearson Prentic eHall, Upper Saddle River, New Jersey, USA., ©2006.
15 Terry Eagleton, The Illusions of Postmodermism, s.53, Blackwell/©1996.
22