Page 19 - My FlipBook
P. 19

ĠKĠNCĠ GARDĠYAN — Ġp mahkûmun boğazına geçiyor. Kâtip de elinde bir kâğıt
             tutuyor. Ġ-lan mı nedir? Okuyor da.,. Ama lâfları duyulmuyor. Mahkûma birĢey
             sordu Reis Bey ve bir cevap aldı; kim bilir ne?... (Durak, uzun bakıĢ) Eyvah!...
             (Durak, gözleri hep aynı noktada Birinci Gardiyana) Ne var, diye sormuyor
             musun?...
             BĠRĠNCĠ GARDĠYAN — Sormuyorum!
             ĠKĠNCĠ GARDĠYAN — Masanın üstündeki iskemleye çıkardılar onu... ĠĢaret ettiler,
             o da kendi kendisine çıktı. Bir saniye kaldı! Kıpti, ipi geçirip ağaca bağlıyor.
             (Çok heyecanlı) Sımsıkı bağladı. Saniye kaldı! ġimdi iskemleyi çekecek
             altından... Aman!...
             (Uzaktan, taĢ zemin üzerine vurulmuĢ bir
             58
             tahta iskemle sesi...
             Birinci Gardiyan, elleriyle yüzünü kapar.)
             ĠKĠNCĠ GARDĠYAN — (Deli gibi bağırır.) Ġskemleyi kendisi tekmeledi! Havada
             dönüyor!
             PERDE
             59
             ĠKĠNCĠ PERDE
             TABLO IV [Otel holü... Aynı...]
             (Otel Kâtibi giĢede... GiĢenin ustune bir gazete sermiĢ ve ona abanmıĢ, okumakla
             meĢgul... Durak... Radyo hırıltısı...)
             RADYODA KADIN SPĠKERĠN SESĠ — ġimdi, Baro Reisi büyük cezacımmn "Tarihte Adlî
             Hatalar" isimli konuĢmasının dinleyeceksiniz...
             (Otel Kâtibi tavrını bozmaz.)
             RADYODA BĠRĠNCĠ AVUKATIN SESĠ — Muhterem dinleyicilerim!... Umumî efkâra yıldı-,
             rım gibi çarpan ve mektep çocuğundan yatalak ihtiyara kadar herkesin mevzuu
             haline gelmiĢ bulunan NiĢantaĢı cinayetindeki buyuk adlî hatadan sonra, Ģimdi,
             tarihdeki adlî hataların gözden geçirilmesine...
             (Otel Kâtibi, radyoyu kapatarak konuĢmayı keser. Yine gazeteye dalar. Durak.
             Açılan çıngıraklı kapı... MübaĢir gelir. Kapı açık. MübaĢir yürür.)
             OTEL KÂTĠBĠ — (BaĢını gazeteden kaldırır) layrola, MübaĢir bey!
             61
             MÜBAġĠR — Geldi. OTEL KÂTĠBĠ — Gazete yazıyor. MÜBAġĠR — Bize resmen geldi...
             OTEL KÂTĠBĠ — Tebliğ etmeniz mi lâzım? MÜBAġĠR — Evet; adalet dairesine kadar
             gelip bilgi edinmesi lâzım...
             OTEL KÂTĠBĠ — Uğradığı yok mu?
             MÜBAġĠR — Hiç!
             OTEL KÂTĠBĠ — Kim bakıyor yerine?
             MÜBAġĠR — Kıdemli âza...
             OTEL KÂTĠBĠ — BeĢ gündür otele de uğra-
             mıyor. Nasıl bildireceğiz?
             MÜBAġĠR — Demek mekansızlar takımından oldu bizim Reis Bey!
             OTEL KÂTĠBĠ — Onun gibi birĢey.... Arada bir, iki büklüm, girip çıkıyor; sonra
             günlerce gözden siliniyor. Ne yaptığı, ne ettiği belli değil...
             MÜBAġĠR — Ona çok dokundu mesele... Gerçek kaatil bulunup da, çocuğun yok yere
             asıldığı anlaĢılınca, can evinden vuruldu.
             OTEL KÂTĠBĠ — Vurulmayacak gibi mi? MÜBAġĠR — Öyle ama adliyede herkes ondan
             yana.. Hiç de haksız değilken, emekliliğini istemekle kendi kendisini haksız
             çıkardı, diyorlar. Kaatil belli olur olmaz, hemen izin alıp iĢten uzaklaĢmasını
             da mânâsız buluyorlar.
             OTEL KÂTĠBĠ — O çok azametli insandır; böyle birĢeyi nefsine yedirebilir miydi?
             MÜBAġĠR — ġimdi azamet nerde kaldı?...
             Göze bile görünemiyor!..
             OTEL KÂTĠBĠ — Halini bir görsen... Kasaptan af dileyen bir salhane koyunu
             sanırsın!...
             MÜBAġĠR — Her neyse... Gelince söylersiniz. Acele bekliyorlar. Emeklilik
             muamelesini kessin... Ben gidiyorum. 62
             OTEL KÂTĠBĠ —Yok, yok, bir kahve içmeden
             bırakmam.
             MÜBAġĠR — Vakit öğleyi geçti. Daha yemek
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24