Page 12 - Türk Yurdu 387. sayı Kasım 2019(web için-kapaklı)
P. 12
toplum oluşturan, bir şeyler üreten “şu özne”yi konu Görselleşen dil
ediniyoruz. Bu özne, kendi zihninin işlevleriyle bun-
ları yapmaktadır. Bu işlevlerin fiziksel yahut teknik Dijital dünyada iletişim ve bilgilenme dili yanın-
manada temelleri değil, özne tarafından nasıl kaza- da kendini anlatma biçimi de gittikçe görselleşmek-
nıldığı sorusu bizi ilgilendirmektedir. tedir. Yüz yüze iletişimden ziyade elektronik yolla
iletişim, mesaj yazımı ve sembol kullanımı öne çık-
Zihni karakterize eden; algılama, düşünme, ifa- maktadır. Bu, âdeta sonsuz bir hazine olan kelime
de etme/dil kullanımı yetisidir. Bu yeti, zihnin içinde dilinin özneler arası ortamda bilfiil kullanım düzeyini
bulunduğu koşullardan etkilenir. Bugün zihnin dün- düşürmekte, dilin kullanım zenginliğini ortadan kal-
yası dijital ortamdır. Dijital dünya algılamayı etkile- dırmakta, dil kullanımında yoksullaşmaya neden ol-
diği gibi diğer yetileri de etkiler. Gerçekten de dijital maktadır. Kelime dilindeki bu yoksullaşma, düşünüş
dünyanın hızı, uyarımların değişkenliği, bilginin ko- biçimini ve düşünme derinliğini de olumsuz etkile-
layca erişilebilirliği zihnin işleyişini farklılaştırmıştır. mektedir. Dijital dünyaya batmış zihinler, kendilerini
Bu dünyaya ram olan bir zihin, tutkularını ve heye- anlatmaktan düşüncelerini dışarı vurmaya kadar, dil
canını harekete geçiren uyarımları, eğlenceli olanı kullanımında zafiyet yaşamaktadır. Bu durum, dile
cazip bulur. O, gittikçe anlık kavrayışlarla sınırlı hâle gelen dili anlama durumunu da etkilemekte, anla-
gelir. Bu kişi, uzun metinleri titizlikle okumak yerine, ma ve dikkat düzeyi gittikçe düşmektedir. Bu tablo
tam okumadan ve sadece göz gezdirerek her şeyi topyekûn zihinsel bir değişime işaret etmektedir. Bu
algıladığını düşünür. Bu da, devamındaki zihinsel nedenle, hem evrensel veya entelektüel bir bakışla
faaliyetleri etkiler ve onları yeniden şekillendirir. Ör- hem de toplumsal sorumluluk perspektifinden, bu-
neğin, ciddi olanı ve ciddiyet gerektiren şeyi sıkıcı nun üzerinde düşünmek lazımdır.
bulma, ona ilgi göstermeme, giderek de sorumluluk
öngören temalara sırtını dönme, onların ciddiye- Dil kullanımının sakatlanması, iletişimin ve ileti-
tinden/ağırlığından ürkme! Bu zihinde, devamında şimle taşınan soyut idelerin de hasar görmesi de-
ifade etme sorunu ortaya çıkar. Kendini veya düşün- mektir. Anlam ve değer cetveli, duygusal dünya ve
celerini ifade ederken kelime seçememe, kendini özneler arası paylaşımlar da böylece sakatlanır. Bu
doğru kelimelerle ve ayrıntılı biçimde ifade edeme- da, bireylerin “birleşip buluşma”sını, özneler arası
me… Çünkü zihin, kelimeleri çok sayıda seçenek dünyanın oluşumunu ve devamlılığını tehdit eder.
arasından en uygununu bulduğunu düşünerek se- Diğer yandan, dijitalleşme bu çağın bireylerinin ha-
çer. Şayet zihinde, ifade edilecek durumla ilgili bir yatından çıkarılıp atılamaz bir şey olduğuna göre,
kelime yoksa belli bir kavrayış gerçekleşse de o zi- ortada âdeta bir “felaket hediyesi” var gibi görün-
hin ifade sıkıntısı yaşar. Algılamadaki sakatlanmayla mektedir.
yaşanan bu yoksullaşma tablosunda, zihin faaliyeti İfadenin görselleşmesi derken hem resimsi dil
bir bütün olarak değişmeye yüz tutmuştur. Böyle bir kullanımını hem de video ve fotoğraf gibi görsel
zihin, ince ayrımlı ve soyut düşünme bakımından vasıtaların kullanımını kastediyoruz. Bunların yay-
eksiklik yaşar. gınlaşması bir “ifade” trajedisine yol açar mı? Ne-
Dil ile düşünce, bilfiil düşünme etkinliği gerçek- den? Burada, çeşitli dillerden veya dil işlevi yükle-
leştiğinde ve ifadede yoğun biçimde bağlantılı olur. nen farklı sistemlerden değil, kelime dilinden, yani
Eğer ifade vasıtaları trajik biçimde değişmişse ifade konuşma dilinden söz ediyoruz. O durumda da, şu
etme ve ifade edileni algılama, duygulanım, düşün- soru gündeme geliyor: Kelime dilini yaygın ve rahat
me biçimi de değişikliğe uğrar. Orada hayal gücü kullanmanın koşulları nedir? Zihin hangi dili daha
bile yok olmaya doğru gider. Hayalgücü duygu kolay inşa eder?
dünyasından beslenir. Ortadan kalkan hayal gücü İfade ve düşünme
kısırlaşan ve kurak iklimlere dönen duygu dünyası
demektir. Böylece yaşanan şey, duygusal çöküş ve Dilbilimci Saussure’ün yaptığı dil ve söz ayırımı,
duygu bakımından fakirleşmedir. Dijital dünya tek dilin genelliği ile öznelliği arasındaki farkı ve bağ-
başına duygu geliştiremez. Görsel iletişim, duygu- lantıyı gayet açık biçimde ortaya koyar. Dil genel
ları tetikleyemez. Duyguların görseli olmaz. Duy- bir yapıdır, her öznede aynı biçimde mevcuttur;
gulu görsel sadece bir resimdir, bir yaşama durumu söz ise, tek bir öznenin bu yapıyı açığa çıkarması-
değildir. Yaygın olarak gözlemlenen tablo, bizzat nı, yani mevcut olan dili öznel olarak kullanmasını
yaşamak değil, yaşıyor/yaşamış izlenimi veren bir ifade eder. Bu demektir ki, söz, yani tek bir öznede
görsele dönüştürme; sadece fotoğraflama… İletişim dile gelen dil öznel bir kullanımı ifade etmektedir.
hayatın bir karesi olmayan, sadece sergileme amacı Özne, zihin dünyasındaki genel dil yapısını bireysel-
ile çekilen görsellerden ibaret olduğunda, adeta in- leştirmektedir. İşte bu noktada, bu bireyin dili nasıl
sani ruh aradan çıkmış demektir. bireyselleştirebildiği sorusu karşımıza çıkar. Tüm
10
SAYI 387 • KASIM 2019