Page 37 - Türk Yurdu 387. sayı Kasım 2019(web için-kapaklı)
P. 37
DOSYA
KALBİKUL
SELÇUK KIRLI*
Yanlış bir isim verdiler bana: İzmail’in ismini vermiş bana. Tuhaf değil mi? Bu kentte
Cengiz değil ismim Kalbikul olmalıydı. de ünlü bir İzmail’in yaşadığını düşünüyorum şimdi…”
(Dağcı, 1996: 122-123)
Yukarıdaki cümle Dağcı’nın “Regina” isimli eserin-
den. Böyle bir isminin olmasını dilemek, adı Cengiz Benzer şekilde Sadık Turan’ın ismi de düşüncele-
olan bir ikame çocuk için son derece zor bir tercih. rin, özlemlerin ve gelecek nesillere yönelik beklenti-
lerin açık bir yansımasıdır ve bu yansıma babasının
İkame çocuk kavramı en basit şekliyle “kaybedilen Sadık Turan’a söylediklerinde açıkça ortaya çıkar: “İyi
bir çocuk veya sevilen bir yakının ardından dünyaya bak bu yıkıntılara! Sen benim evladım olmakla beraber,
gelen çocuğa onun isminin verilmesi ve onun kaybıyla bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın… Seni bu top-
yitirilen işlevleri bu çocuğun yerine getirmesinin rak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin.
umulması” şeklinde tanımlanabilir. Bu açık bir telafi Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği
davranışıdır, kaybın ortaya çıkardığı yükü azaltmaya seninle beraber. Bahçesaray’dan Kaşgar’a varana ka-
ve yeni bireye eskisinden beklenen ancak elde edile- dar binlerce minarelerimiz göklere uzanıyor. Bize Ta-
meyen beklentileri de yüklemeye hizmet eder. (Kırlı, tar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak
2019: 23) diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak,
Özellikle Asya’daki Türk toplulukları için “Cengiz” Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkır, Kırgız diyorlar. Bunlar
ismi her zaman çok önemli olmuştur. O dönemde ço- hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu
cuğuna bu ismi koymak, muhtemelen bölgenin tarihi senin kalbinin bildiği gibi her Başkır, her Kırgız, her Ka-
açısından çok önemli olan Cengiz Han’a atıfta bulun- zak’ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dün-
mak ve yeni Cengiz’den adeta geçmişte Cengiz Han yanın boş hırslarına kapılma.” (Dağcı, 1956: 20)
ile gelen hâkimiyeti sağlamasını beklemek anlamına Dağcı Regina ’da hayattan beklentileri hakkında
gelir. Cengiz kelimesinin karşılığının savaşçı olması birçok bilgi vermiştir. Bu paragraflarda işlenen özlem
bile yeterince anlamlıdır. genellikle vatanının simgesi olarak söz ettiği yerlerde
Nitekim Dağcı da kendisine bu ismin verilmiş ol- problemsiz ve basit bir hayat isteğidir: “Thames neh-
masını milliyetçi tavırlara bağlamıştır: “Zamanımızda rinin med vakti kabarmış sularında yansıyan bizim de-
aile sahipleri yeni yeni isimler veriyorlar çocuklarına: nizimizi ve yamaçları Soğuksu kıyılarına sarkan Tübya
Taşer, Erol, Kandemir… Büyük sürgünün ilk yıllarında bayırı üstündeki Sarı Çömez’in tarlasını görüyorum.
ölmüş babamın garip milliyetçiliğinden kaynaklanan Çapraşık bir şey yoktu benim için; deniz, tepe, ağaç,
anlayışla, Cengiz ismini koydular bana.” (Dağcı, 2015: su, gökyüzü, bir tutam bulut, güneş ışığı, Sarı Çömez’in
47-48) Burada söz ettiği kendisine yüklendiğini düşün- tarlası ve tarlada çalışan Sarı Çömez. Buydu Hayat ve
düğü görevlerin bilinçdışı baskısıdır. güzeldi hayat. Hiç bir şey değişmeyecekti hayatta. De-
ğişmesine gerek yoktu. Herkes Sarı Çömez gibi… Doğa-
Aslında başka eserlerinde de, o eserlerin karakter-
leri aracılığıyla isme itiraz etme teması işlenmiştir. Bu cak, annesinin sütünü emecek, büyüyecek, evlenecek,
anlamda İzmail Tavlı iyi bir örnektir: “Çocukluğumda, çoluk çocuk sahibi olacak, ihtiyarlayacak ve ölecekti.
‘Benim ismimi neden İzmail koydun?’ diye sormuştum Öyle düşünüyordum o gün ve bana öyle geliyor ki bun-
anneme. ‘Ben koymadım, baban koydu,’ demişti an- dan daha sade, sade olduğu kadar da bundan daha gü-
nem. Ama neden? Çok eski zamanlarda benim doğ- zel bir düşünce olmazdı”. (Dağcı, 2015: 23)
duğum kentte ünlü bir İzmail yaşamış. Babam o ünlü Ancak bu beklenti ne yazık ki hayatının hemen
35