Page 45 - Türk Yurdu 387. sayı Kasım 2019(web için-kapaklı)
P. 45
bilmiyor ve yazılanları anlamıyor:
- Sıkılıyordu… Sıkılıyordu… Şimdi ben kendime şa-
şırıyorum. Nasıl oldu da ben bu kadar, bunları yaza-
bildim diye. Bütün gece oturup, yazıyordum. Regina
aşağı gelip beni zorla yatağa çağırıyordu. Ben dindar
değildim. Yalnız yaşlılığımda Allah’a çok şükrediyorum.
Bana bu kadar kuvvet verdi.
Kendisini teselli için değil, gerçeği söylüyorum
ona: Evet, siz o kadar sıkıntıların içinden geçtiniz. O
kamplardan sağ çıkmak mucize zaten. O şartlarda,
karda, kışta, soğukta, barakalarda bin bir türlü hâl var.
Bu, bir mucize. Demek ki sizin bunları yazmanız için-
miş, Allah’ın size bu kadar yardım etmesi. Siz Allah’a,
vatanınıza ve milletdaşlarınıza borcunuzu böylelikle
ödediniz.
Derken 1988 yılı geliyor. Regina’nın kalbinden
ameliyat olduğu yıl… Ameliyattan sonra bu güzel Po-
lonyalı kadın, Dağcı’nın ayrılmaz parçası olan Regina,
bakıma muhtaç hâle gelir. Cengiz Dağcı Regina’nın 13
Ocak 1998 tarihinde vefatına kadar, onun yanı başın-
dadır. O zahmetli yılları, gözleri dolarak hatırlıyor. Bir
taraftan da mutludur:
- Ameliyatla 8-9 yıl Regina’nın hayatını uzattılar.
Ama yoğun bir bakıma ihtiyacı vardı. Ben ona bakıyor-
dum. Benim en mutlu yıllarım ona bakmakla geçti. 9 Cengiz Dağcı, kızı Arzu Ursula ve karısı Regina.
sene baktım. Regina çok güzel bir hanımdı. Benim en Çerçevenin önündeki fotoğraf da Regina’ya aittir.
mutlu yıllarım, ona kendi elimle baktığım yıllardır.
Cengiz Dağcı Türkiye’ye kırgın mı? yaşındaki bu adam, yabancı bir toprakta Türkçe kök
Bu cümleler üzerine bizim de gözlerimiz doluyor. salan bu çınar, şahsi düşünmüyordu. Eserlerinde nasıl
Sözü başka bir vadiye taşımak hepimizi rahatlatabi- milletinin acılarını anlatmışsa, işte Türkiye’ye kırgınlı-
lir. “ Türkiye’ye kırgın mısınız?” diye sormak geçiyor ğında da milletinin çektiği sıkıntıyı, uğradığı zulmü
içimden. 1947 yılında Türkiye’nin Londra Konsolos- öne çıkarıyordu. Devam etti:
luğuna müracaat ederek Türkiye’ye gitmek istediğini - Ben 1946’da Landeck mülteci kampında iken Kı-
söyleyişi, elçilik görevlisinin Türkiye’de yakını bulunup rımlı Türklerle beraber Türkiye’ye gidebilirdim. Oradaki
bulunmadığını sorması, Cengiz Dağcı’nın “Türkiye’de- 400’e yakın Kırımlının hepsi Türkiye’ye gitti. Aralarında
ki herkes benim yakınım.” şeklindeki cevabının kabul biraz önce sözünü ettiğimiz Zöhre Hanım da vardı. Ben
görmeyişi ve içine düştüğü karamsarlık, terk edilmişlik
atmosferi, zihnimden bir bir geçiyor. Bunun için Dağ- Regina ile evli olduğum için Polonyalıların kampında
cı’nın Türkiye’ye kırgın olduğu yaygın bir kanaattir. So- idim. Onlarla beraber İngiltere’ye gittim.
nunda soruyu soruyorum: Yine soruyorum:
- Derler ki, “ Cengiz Dağcı Türkiye’ye kırgın mı?” - Siz Türkiye’ye gitmeyi hiç düşünmediniz mi?
1947’de konsolosluktaki hadisede sizi Londra’dan - Yok. Benim için geç oldu.
Türkiye’ye göndermemişlerdi. Kırgınlık varsa, ondan
dolayı mı? - Genç olsaydınız gider miydiniz? Meselâ 60 yaşın-
da olsaydınız?
- Yok, ondan değil. Bizim halkımızın 18 Mayıs
1944’teki topyekûn sürgünü beni sarsmıştı. Milletler - O zamanlar imkânlar olsaydı giderdim. Bize o za-
Meclisinde Bolivyalı biri soru sormuştu. “Niçin bu Kı- manlar çok işler yaptırıyorlardı. Kızımızı eğitmek istiyor-
rım Türkleri sürüldüler?” Türk delegeleri hiç seslerini duk. Lokanta işimiz vardı.
çıkarmadılar. Bizim milletimizin çoğu Türkiye’ye göç Sonraki konuşmalarımızda, kalp rahatsızlığı oldu-
etti. Türkiye bu sürgünün nedenini hiç sormadı. Ondan ğu için doktorların uçağa binmesine izin vermedik-
dolayı gerçekten kırgınım. Biz aynı milletiz. lerini söyledi. Zaten çok istediği hâlde Kırım’a da bu
Cengiz Dağcı, gözümde daha da büyüyor. 90 yüzden gidemiyordu.
43