Page 60 - Türk Yurdu 387. sayı Kasım 2019(web için-kapaklı)
P. 60
DOSYA
SOVYET KADIN TİPİYLE KIRIM TATAR
KADIN TİPİNİN GİRİFTLİĞİ: ANİFE
MERYEM BAŞKURT SABAZ
“Romanlar sızlatan direğini
Burnumun satır satır, günbegün.
Anımsatır yıpranmış sayfalar
Gelir ipiltisiyle gündedün…”
mektedir. Eser aynı zamanda Kırım Tatarcasıyla kale-
me alınmış ilk eserlerden biri olma özelliğini taşıma-
sı bakımından dikkate değerdir. Yazım aşamasında
halkın arasında gözlem yapma imkânı bulan yazar,
karakterlerinin çoğunu gerçek hayattan seçmiştir.
Böylece, 1969 yılında başkahraman Anife’nin kurma-
ca yaşamına dâhil olan okuyucular; onun hayatında
tanıdık insanlar, şehirler ve kesitler bulabilmişlerdir.
Sosyalist realist roman, işte bu tanıdık “sınır”lar dışına
hiç çıkamamış insanların hikâyesidir.
Kırım Tatar piyes yazarı Yusuf Bolat, hikâyelerin-
de ve piyeslerinde kullandığı satirik üslubunun dışına
çıkarak II. Dünya Savaşı sonrasında yazmaya başla-
dığı romanlarında değişik temalar denemiştir. On-
lardan biri de, II. Dünya Savaşı’nı anlatan ancak 18
Mayıs 1944 sürgününe hiç temas etmeyen Anife adlı
romanıdır. Sürgünden bahseden bir eserin o dönem
SSCB’nin bütünlüğüne inanmışlığın, vatan basılamayacağı ve yazarının baskıya uğrayacağı dü-
bellenen topraklara adanmışlığın, gönüllü yahut mec- şünüldüğünde aslında bu çok da şaşırtıcı değildir. Dö-
buri propaganda romanıdır Anife. Yazar; sıradan bir nemin edebî eğilimine ayak uyduran Bolat, SSCB’nin
Kırım Tatar kadınının sürgün topraklarında bıraktığı yapılandırılışında çalışan Sovyet halkının zorluklarla
ayak izlerini, yine sıradan bir Sovyet kadınının ayak mücadelesini anlatmıştır. Makineleşme, ülkenin her
izleriyle eşleştirmeye çalışıp onu âdeta yücelterek yerinde en önemli mesele hâlini almıştır. Teknik bö-
takip edilesi bir başkahraman olarak idealize etmiş- lümleri bitirip tarım ya da inşaat sektöründe çalışmak
tir. Roman; Yusuf Bolat’ın II. Dünya Savaşı sırasında halk için hem başarı göstergesi hem de mecburiyet
Kırım’da ve sürgün bölgelerinde yaşayan Sovyet hal- olmuştur. Bütün bunların etkisiyle eser, yazarın alışıl-
kının hayata tutunuşunu, SSCB’ye sorgusuz sualsiz mış tarzının dışında teknik terimlerin fazlaca bulun-
bağlılığını devrin yazarlara dayattığı mübalağalı bir duğu, diğer eserlerine nazaran metaforların daha az
üslupla, suya sabuna dokunmadan gözler önüne ser- kullanıldığı bir roman olma özelliği gösterir.
58
SAYI 387 • KASIM 2019