Page 63 - Türk Yurdu 387. sayı Kasım 2019(web için-kapaklı)
P. 63

“Anife”nin devamı niteliğindeki ikinci roman  miş, onun sadakatine layık olamamıştır. Ne yazık ki,
           “Sadakat” işte bu şaşırtıcı kısımdan beslenmiştir. İlk  son pişmanlık fayda etmez.
           romanın başından beri pek de göremediğimiz merak   Bir varmış, bir yokmuş… Şayip bu dünyadan gö-
           unsuru ikinci romana bol bol serpiştirilmiştir. İsmiyle   çüp gitmiş. Yadigâr bir evlat bile bırakamadan, baş-
           müsemma bir hikâye okuyucuyla buluşturulmuştur.   kasının oğlunu kendi evladı bilip hayata gözlerini
           Özbekistan’ın bir köyünde, cephede savaşan asker-  yummuş. Yalnızca sadakat, dürüstlük, emek kalmış
           lerin geride bıraktıkları ailelerinin “Oktyabr’ın Yirmin-  geriye. SSCB  saflarında fedakârca savaşıp görevini
           ci Yılı” isimli sovhozdaki pamuk tarlalarında verdiği   yapmış bir asker olarak vatanına sadakatini tescilledi-
           emek ve emekçiler arasında yer alan cesur Anife’nin   ği gibi ailesine sadakatini de kanıtlamış… Yazar, sanı-
           serüveninin yerini, cepheden dönüşte Şayip’in çekti-  lanın aksine seven erkeğin de bekleyebileceğini ispat
           ği eziyetler ve onun sadakat hikâyesi alır. Sakat ve yal-
           nız bir adamın metaneti, dirayeti ayrıntılarıyla anlatılır.  etmiştir ve her ne kadar Anife’ye haklı gerekçeler bul-
                                                          sa da Şayip’ten yana bir tavır sergiler. Hâlbuki haklı
              Anife karakterinin belirgin ve onu güçlü kadın   veya haksız, onlar savaşın rüzgârıyla savrulmuş hayat-
           yapan özellikleri, hayatındaki iki erkeğin varlığıyla an-  lardan sadece ikisidir. Savaştan geriye kalanlarla baş
           lam kazanır. Şamrat’ın karşılıksız sevgisi ve Şayip’in   etme gücünün herkeste aynı olması beklenemez. İşte
           sadakati göz önünde bulundurulmadan Anife’yi anla-  iki cinsin farklı kararlar almasını bu açıdan değerlen-
           mak da mümkün olmaz. Her ne kadar Sosyalist Parti   dirmek daha nesnel olacaktır. Savaş sadece cephede
           hâkimiyetinde insanların şekillenen, baskılanan, yok   bitmiştir, geride kalanlar savaş sırasında olduğu gibi
           edilen kişilik özellikleri her Sosyalist Realist romanda   savaş sonrasında da yaşamak için savaşmaya devam
           rastlanan abartılı bir gerçeklikle okuyucunun gözüne   etmişlerdir. Anife bile yıllarca beklediği eşini toprağa
           sokulsa da, aslında siyasi alt yapıdan ziyade aşk, evlat   verdiği gün Şamrat ile yalnız kalınca ona şu soruyu
           sevgisi, ölüm acısı, yalnızlık korkusu ve daha pek çok   sorar: “Şayip gitti. Ebediyen gitti. Bu dar dünyada
           insanî duygu romana yön verir.
                                                          benim için yalnızca sen ve Asan kaldınız. Şamrat,
              “Yağmurlar hızlı hızlı yağarken             beni duyuyor musun?” Yazar, Şamrat’ın bu soruya ne
              Ben yavaş yavaş pişman oldum.               cevap verdiğini yazmaz. Bu kısmı tamamlamak oku-
              Önce ellerim kırıştı, sonra                 yucuya kalmıştır. Anlaşılmaktadır ki, Anife hayatına
              Kalbe yerleşti mağrur bir azap.             kaldığı yerden devam edecektir. Yazar, böylelikle ilk
              Dokundu hep ordaymışçasına                  romanda yücelttiği kadının en nihayetinde bir insan
              En hassas noktalara ısrarla.                olduğunu okuyuculara hatırlatmak istemiştir.
              Biliyordu gücünü, hakkını.
              Neden sona yakın gelmişti ki?”                 Şamrat, Anife’ye ne cevap vermiştir tahmin etmek
                                                          güç. Oluşturmaya çabaladığı sevgi dairesine Anife dâ-
              Asılı olduğu duvarda unutuldu sandığımız Şayip,   hil olmak istememiş, sevgi çemberine teğet geçmeyi
           hayatın akışına kendisini bırakmış Anife’ye aniden   yeğlemiştir. İçindeki boşluğu bir türlü dolduramayan
           kendini hatırlatıverir. Cephedeki bir patlamada ağır   karasevdalı, karşılıksız aşkıyla kendini kandırmaktan
           yaralanıp öldü zannedilerek eşine kara haberi ulaştı-  başka yol bulamamıştır. Kalbi ve zihni hep ümitvar
           rılan Şayip bir bacağını kaybetse de hayata tutunmayı   olmaktan hoşnut kalmıştır. Anife, bir türlü gönlüne
           başarmıştır. Hastaneden çıktıktan sonra ailesini çok   eş tutamadığı Şamrat’ı hayat arkadaşı seçmesine rağ-
           arar. Günün birinde onların izini bulur ve köye çıka-  men pek çok sebepten onu saygı duyduğu, çalışkan
           gelir. Anife’nin aile mutluluğunu bozmak istemediği   bir yoldaş olarak görmekten öteye gidememişti. Her
           için ondan gizlenir ve gerçek kimliğini kimseye açık-  ikisi de bilmekteydi ki, Şayip cismen aralarından çekil-
           lamaz. Şamrat’ın oğlu Asan’ı kendi çocuğu zanneden   meseydi dahi hep hayalen aralarında olacaktı.
           Şayip ona çeşit çeşit hediyeler alır. Çocuk, “topal
           amca”  diye  hitap  ettiği  adamdan  aldığı  hediyeyi   Komunist Partinin dayattığı fikrin peşinden gitme-
           ailesine gösterince gerçek ortaya çıkar. Umulmadık  si istenen, idealize edilmiş Sovyet tipi insan; at gözlü-
           anda Şayip’in yaşadığını öğrenen Anife’nin aklı ba-  ğü takıp koşmaya odaklanmış ve yediği kamçının can
           şından gider. Ardından bakakalan Şamrat ve Asan’ı  acısıyla bilinçsizce hızlanan bir at gibi sadece ideoloji
           geride bırakarak Şayip’i bulmaya gider. Her yerden  dizginiyle yönlendirilebilirdi. Anife, bu özelliklere yüz-
           soruşturmasına rağmen bir şey elde edemeden geri  de yüz sahip değildi elbette. Yazar, Kırım Tatar nite-
           döner. Günler hızla akıp giderken Şayip’in ölüm dö-  liklerini onun mizacına nakşetmeyi ihmal etmemişti;
           şeğinde yattığı haberi ulaşır. Sevgisine ihanet ettiği  makineleşmeye rağmen Anife kimliğini muhafaza
           için bin pişman olan Anife başını taştan taşa vurur,  edebilmiş bir Kırım Tatar kadını olarak onun kalemin-
           saçlarına ak düşecek kadar kahrolur. Sevgisini kirlet-  de hayat bulabilmişti.

                                                                                                 61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68